Nis 01

Berk’in yıldızları / Hilal Numanoğlu

Yazan Editör Kategori atölyeden

berkin-yizdizlariÇocukların masum evreni, pek övündüğümüz yetişkin dünyasının dalaverelerinden ne kadar da uzakta… Çizdikleri resme ısrarla “Şapka bu!” deyip asla “fil yutmuş bir boa yılanı” olduğunu anlayamamamız da bu yüzden. Bilgiç tavırlarla şekil vermeye çalıştığımız çocuklara uymayan kalıplar dikmeye çabalıyoruz. Ya sığmıyorlar ya da iyice küçülerek kayboluyorlar çizdiğimiz sınırların içinde.

Yeğenim Berk geçen gün yıldız toplamak istediğini söyleyince ne kadar bencil ve dar kafalı olduğumu bir kez daha anladım. Onu dinlemeksizin akıllı telefonumu kapıp arama kutucuğuna “yıldız toplama oyunu” yazmaya kalkıştım. Kolumdan çekiştiren kocaman gözlü oğlansa pencere kenarına çekti beni. Perdeyi açtırdı, sallanan koltuğa oturmamı işaret etti, sonra da kucağıma tırmandı. Zifiri lacivertte parlayan yusyuvarlak küreye baktım. Işıltısının denize saçacağı inci tanelerini düşledim.

Ayın büyüsüne kendimi öylesine kaptırmıştım ki ancak kucağımda kıpırdanan minik çocuk yıldızları işaret edince gecenin lacivertine çakılı gri parlak noktaları fark ettim. “Ben yıldızları toplayacağım teyze.” dedi. “Bana yardım et.”

“Ama Berk’çiğim çok uzaktalar. Bak elimi uzatıyorum; ama ııı ıhh yetişemiyorum. Boyumuz yetmez ki onları toplamaya.”

“Merdivenle çıkalım o zaman.”

“O da yetişemez. Gökyüzü çok büyük. Kocaman. Hem sen yıldız toplayıp da n’apacaksın? Onu söyle bakayım?”

“Yıldızları insanların kalbine koyacağım.”

“Niye?”

“İnsanlar birbirini sevmiyor.”

“Yıldız koyunca birbirlerini sevmeye mi başlayacaklar yani?

“Kalpleri parlayacak. Birbirlerine bağırmayacaklar. Anne olanlar ağlamayacak. Uff niye toplayamıyoruz ki yıldızları?”

Ablamın fırtınalı evliliği, eniştemle apartman boşluklarında yankılanan bağrışmaları, annemin gözyaşları, benim isyanlarım ve kulaklarını tıkayan, uykuya dalmadan önce battaniyesinin altında içli içli ağlayan, yıldız toplamak isteyen Berk çocuk… Aldığı nefesi zehir etmemiz yetmiyormuş gibi A’dan Z’ye her şeyine müdahale ettiğimiz korunmasız yavru… Kendimden, yetişkinlikten, ailemden, sistemden, evlilik denilen saçmalıktan, ondan bundan nefret etmek için ne de çok sebebim var.

“Teyze benimle yıldızlı gökyüzü resmi çizer misin?”

Gözümü kırpıştırmamaya özen göstererek yıldızlardan katbekat daha parlak, iri gözlerine kilitleniyorum. “Çizerim teyzeciğim. Elbette çizerim. Hadi, koş getir boya kalemlerini.” Fırlıyor. İpekten dokunmuş, beyazı kararmamış, içi is tutmamış, insan kılığındaki meleğin ardında bıraktığı yıldız tozunun ışıltısına dalıyorum.

Gaye’nin notu: yazı çizi atölyesi ürünlerinden.

Yorumlar akışı .

yazı çizi  
Facebook Twitter More...