Tem 28

Bir yaz gecesi mektubu | Işıl Erkan

Yazan Editör Kategori atölyeden

Fonda Dört Mevsim’den bir sonrası, gözlerim kapalı. Düşlerim, Viyana’da valsin çağladığı bir balo salonuna eteğini yerleştirerek kuruluyor. Ezgiler ürkek titreşirken, rüzgâr enerjini taşıyor kollarıma, ürperiyorum. Her hissedişimde özlediğimi, şaşkınlığıma yenik düşüyorum.

Titrek iki pırıltı halinde gözlerin, bir bebeğin hayata hazırlıksız gelişi gibi karşımdasın. Kahkahanı değil ama manidar gülümseyişini soluyorum. Bir bir dokunuyorum omuzlarına. Hayat izimi taşıyan parmaklarım kadife hisse aşina.

İlk defa yazmak geliyor içimden. O ferforje kafesten özgür bırakıp başımı, sonsuza uzanan gecede, erik yeşili çimenlerin yıldızlara dönük ferahlığıyla hem de. Hem de çok uzun bir aradan sonra. Korkuyla esrik, biteyazacakken tükenmez bir lütufla dirilen gücümü, bulduğum ilk kâğıda akıtarak. Üstelik zamanın yitip gittiğini düşünürken durdurmayı, yavaşlatmadan dondurmayı öğrenirken… Bir dostu şimdiden ırak diyarlara, belirsiz süreçlere uğurlayacakken sevgiye eş hasretimizle. O son yemekte balığın yanında buzdan köpükleri arayacakken tam, aysız gecede çocuk telaşsızlığıyla birbirimize yıldızları saymaya çalışacakken, görmeden duyulan arpın tellerini dolayacakken birbirimizin gönlüne. En içli kahkahalar yerleşecekken mimiklerimize. Kaçırıp esnetecekken uzaklara doğru planları, verandada zeminin günden geceye borçlandığı serinliği çekecekken ayaklarımız kare kare.

İşte tam da bu anlarda kana kana yazmak geliyor içimden.

Öngörülemez ağırlıklar altında filizlenir, incecik salınırken sularımda düş ile gerçek; ne mutlu bana ki, hangi tarafa dönsem oradasın.

Not: yazı çizi atölyesi öykülerinden.

Yorumlar akışı .

yazı çizi  
Facebook Twitter More...