May 11

Gördüğüm en garip rüyaydı dün geceki. Kâbusumun ıslattığı yatağımdan, işediğimi düşünerek panikle kalkmaya çalıştım. Yatağın başucunda duran kitap dolu rafa, kafamı hızla vurarak dengemi kaybettim. Eşyalar etrafa saçılırken, yere düşmeden belimi sehpanın kenarına çarpmak suretiyle kâbusu tamamladım. Kendime gelmek, rüyanın bıraktığı garip hissi ve sonrasındaki kafa travmasını aynı anda yıkayabilmek için, başımı lavabo-musluk arasına sıkıştırıp soğuk suyu açtım. Devamı

Nis 20

SP (sodyum pentobarbital) kanına yavaş yavaş karışırken zihninde de her şey karmakarışıklaşmaktaydı. Yan odadaki kader arkadaşı Mr. Sandric, yakınlaşan ayak sesleri, kapı arkası konuşmalar… Son yolculuğuna hayali arkadaşlarıyla pencereden gördüğü gökkuşağının altındaki hazineye ulaşmak için çıkmıştı Ulrich.

Son yolculuk diyorlardı. Ölüm kelimesi yasaktı klinikte… Devamı

Nis 13

Karanlık bir odanın içindeyim. Her şey çok eski, tozlanmış. Kilolarca toz var üstümde, yüzyıllardır burada gibiyim. Çok soğuk, dakikanın yüzde birinden daha kısa bir zaman önce kar yağmış sanki her yere. Yorganlarla örtünmek istiyorum, ananemin diktiği yün yorganlarla. Yavaş yavaş binerse tüm ağırlıklar, canım acımadan, ezile ezile kaybolurum. Oda ışıksız ama ara ara odanın içinde beliren, odadan daha karanlık görüntüler var, siyahın dibi, kara delik gibi. Bazen bir insan bedeni, bazen bir eşya, bazen bir his. Her gelenle üzerimdeki ağırlığın arttığını hissediyorum. Gelen dediğime bakmayın, ne kapıyı açıp geliyorlar, ne de pencereden, ol diyorum oluyorlar, peyda oluyorlar.

Bedenim odanın içinde bir karınca gibi, nasıl görebiliyorlar, yüklerini nasıl tam da üzerime bırakabiliyorlar anlayamıyorum. Devamı

yazı çizi