Şu bahar rüzgârı nasıl estiyse üstüme üstüme… Sabahın köründe uyanmalar, şiirlere sarılmalar…
“Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada âşık oldum; Devamı
Şu bahar rüzgârı nasıl estiyse üstüme üstüme… Sabahın köründe uyanmalar, şiirlere sarılmalar…
“Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada âşık oldum; Devamı
Her yolculukta, otobüsün camından akıp giderken görüntüler, şairleri hayal ederim. Hep yoldayken yazdıklarını düşünürüm. O kadar tahta masa, sandalye fotoğrafı varken zihnimde… Yine de bana inanıyorum.
Yalnız yolculuk etmeyi pek sevmez bazı insanlar. Oysa tam bana göredir, özgür hissederim kendimi. İstediğimi düşünür, yazar çizerim. Etrafa bakar, okudukça okurum. Yanımda alabildiğim kadar şiir kitabı, kafamda alabildiğince mısra… Tam yeridir yollar, vururum kendimi şiire!
Yaşamanın ne garip bir hal olduğunu düşünürüm. Nâzım gelir aklıma, Genco Erkal’ın sesiyle konuşur benimle. Devamı
Ne kadar kolay şansının farkında olmayıp yitirivermek onu… Bir iki lafla herkesi kandırabileceğini sanmak. İnsanları küçümseyivermek. Hâlâ çıkarına uygun beklentilere kapılmak. Egonun esiri olmak ne kolay…
Sabun sanki, “kalıp haber cümleleri” ile yargılamadan mahkûm edivermek ne kadar kolay. Duyarlılık derken düşünmeden tüketmek…
Her şeye rağmen umuda tutunmak zor mu? O da kolay… Derin bir nefes alıp göğe bakmak, yaşamın bunlardan ibaret olmadığını hatırlamak. Yorulsan da yaşadığını fark etmek. Bakıştığın çam ağacının seni anladığını bilmek…