Nis 26

Yollarda olmak ya da “havalarda”… Birlikte yolculuk ettiğin birileri olsa da kendinle baş başa kaldığın anlar mutlaka vardır. Düşüncelere dalınan “an”lar…

Enginlere bakarken bir kalem kâğıt alsan eline ya da klavye, telefon. Ağzına geleni döksen kâğıda veya ekrana. Evet, “ağzına geleni”. Hiç tasasız, kim okuyacak diye düşünmeden, sadece kendine yazsan, içindeki sesin gizli sözlerini. Bırak aksın gitsin, kendinle muhabbet et. Bırak “dünyayı”, sadece sen varsın. Devamı

Şub 20

Atölyede hep konuşuyoruz, yazmanın faydalarını saya saya bitiremiyoruz. Aslında yazmanın tek bir amacı var: Varoluşumuzu yaşamak, belki de gerçeğe aktarmak. Kendimizi sözcük sözcük var etmek, görünür kılmak.

Bedensel olarak görünmeyi istemeyen yazarlar olmuştur hep. Bedenleriyle çıkmak istemezler okurun karşısına. “Somutlaşmamak” için belki. “Sözcük beden”leriyle bilinmek isterler. Şimdi anlıyorum onları, anlayabildiğim kadar…

Kas 19

Bugünlerde aynı dertle çalınıyor kapım: Yazamama. Bazen dünyanın bütün konuları ortadan kayboluverir. Bir türlü yazamazsın.

Benim bulduğum çözüm, ağzıma geleni yazmak! Düşünmeden yazıyorum, akışa bırakıyorum kendimi. Yazı kendini yazıyor aslında. Bununla ilgili diğer yazılarım burada, belki ilham verir. Devamı

yazı çizi