Nis 20

SP | Feyza Kaplan

Yazan Editör Kategori atölyeden

SP (sodyum pentobarbital) kanına yavaş yavaş karışırken zihninde de her şey karmakarışıklaşmaktaydı. Yan odadaki kader arkadaşı Mr. Sandric, yakınlaşan ayak sesleri, kapı arkası konuşmalar… Son yolculuğuna hayali arkadaşlarıyla pencereden gördüğü gökkuşağının altındaki hazineye ulaşmak için çıkmıştı Ulrich.

Son yolculuk diyorlardı. Ölüm kelimesi yasaktı klinikte…

Yağmurdan sonra açan güneş, mis gibi toprak kokusu ve uzaklarda beliren eşsiz güzellikteki gökkuşağı. İsviçre’nin Zürih kentinde, herkese aynı hazzı vermiyordu o gün bu muhteşem trio. Kahverengi, gri kasvetli bulutlar bir daha hiç peşini bırakmayacaktı Shurman’ların.

Yaşam destek ünitesinin fişini çekerken hemşire Elenor, bir ölünün gözlerinden gözlerini kaçırırken buldu kendini. Ölüm kliniğinde çalışan birçok personel gibi onu da sarsmıştı henüz 13 yaşındaki Ulrich Shurman ve ailesinin kararı.

Son isteği de yaşı kadar küçük ve masumdu Ulrich’in; veda ederken fantastik çizgi romanını okumak. Belden aşağısı yoktu. Bu eksikliğin yanı sıra fazladan birçok sağlık problemi vardı. Dış görünümü de onu görenlerin başını hızla başka yöne çevirtecek kadar fenaydı. Zavallı çocuğun hayata açılan tek penceresiydi bu fantastik romanlar ve tek arkadaşıydı o kahramanlar.

Elinden romanını alırken henüz soğumamış tenini hissetti Ulrich’in. Yastıktan düşen başını düzeltti ve gözlerini kapattı. Ne kadar çirkin ve korkunç da olsa aynı ifade ile bakıyordu. Hep aynı ifade… İnsanlar hayatlarından gönül rızası (!) ile vazgeçerken gülümsüyorlardı manasızca. Çocuklar da öyleymiş…

Ölüm odasından dışarı her çıktığında aynı manasızlık başka yüzlerde farklı bir ifade ile karşılıyordu hemşireyi. Özgür iradeleri ile cesurca aldıkları kararları nihayete eren en yakınların ağlamaklı, çaresiz, belki de pişman bakışları. Ve hep aynı soru:

“Son sözü ne oldu?”

“Mr. Sandric” diyebildi ve yutkunarak devam etti. “Acaba Mr. Sandric bu kararı kendi mi verdi yoksa onu da benim gibi ailesi mi ikna etti?” diye sordu derken Elanor,  babasının gözlerinden akan yaşlar bir saat önce Zürih’i birbirine katan yağmurla, annesinin çığlıkları ise gök gürültüsü ve şimşeklerle yarışabilirdi.

Not: yazı çizi atölyesi öykülerinden.

Yorumlar akışı .

yazı çizi  
Facebook Twitter More...