Edebiyat Haber yazıları
Yazan Kategori okuryatarEdebiyat haber sitesinde çocuk ve yetişkin kitaplarına dair yazılarım yayımlanıyor.
Yazarlardan kitap önerileri ve söyleşiler de yer alıyor.
Okumak için tıklayın.
Edebiyat haber sitesinde çocuk ve yetişkin kitaplarına dair yazılarım yayımlanıyor.
Yazarlardan kitap önerileri ve söyleşiler de yer alıyor.
Okumak için tıklayın.
Severek okuduğum resimli öykülerden bahsetmeye devam ediyorum.
Kaka ne faydalıymış! Çok da havalı. 5,5 yaşındaki yeğenimle eğlenerek ve şaşırarak okuduk.
Hangi hayvanın kakasının ne işe yaradığını öğrendik. Pengueni boşuna sevmiyorum! Papağan balığı da muhteşemmiş.
Başkahraman Profesör Bokaka’nın kim olduğunu öğrenince gözlerimiz yerinden fırladı:)
Yazarın imzalarken yazdıklarına bayıldık. “Gerçekten de bir tutam neşe aldık Gaye” dedi lokumum. Bravo Elif Yonat Toğay.
Severek okuduğum, resimleriyle canlanan çocuk kitapları, her yaşta keşfedilse ne güzel olur. Bünyeye iyi gelir.
Hitit Barış Kraliçesi Puduhepa / Demet Kılıç / Puduhepa ve Kız Kardeşleri
Hitit Barış Kraliçesi Puduhepa ilk barış antlaşmasını anlatıyor. Esinlendiği masalla birlikte. Okurun kendi masalını bulması için sorular soruyor ve sonunda sayfalar ayırıyor.
İlham dolu, şahane resimli kitabın yanında Puduhepa bebeği de geldi. Aldığım en güzel hediyelerden biri…
DevamıSevdiğim çocuk kitaplarından bahsetmeye devam ediyorum. Bu kez neşeyle okuduğum resimli kitaplar var. Hepsi bana umut veriyor. Elbette her yaşa lazım.
Uçan Kaya / Taze Kitap
Duygu Dalgakıran’ın yazdığı, özgürlük ve hayallere dair kanatlı bir öykü.
Kaya Kızılkuyruk kuş olduğuna inanıyor. Gülmeyin hemen. Kuşların çeşitli özelliklerini taşıyor. Şarkı söylüyor, ağaçlara tünüyor, hatta havalanıyor. Devamı
Gamze Güller, “Beşinci Köşe ve İçimdeki Kalabalık” öykü kitaplarından sonra “En Çok Onu Sevdim” kısa romanıyla beni sarmıştı. Taze çıkan “Durmuş Saatler Dükkânı”nı da büyülenerek okudum.
Okurken mekânlar gözümde canlandı: Belalı gemi, hastane koğuşu, lunapark, buzdan şehir, duran nehir, kalabalık sokaklar, ışıklı evler, acayip dükkân…
Sadece mekânlar değil karakterlerin iç dünyaları, kendi yerleri de. Çizip içine sığındıkları…
Tatlar, kokular sardı etrafımı. Betimlemeler içlerine girip yaşamamı sağladı. Bir örnek: Kalabalığı, sesleri, kokuları yararak ilerliyoruz. Etrafta birbirini bastıran onlarca şekerli, kıvamlı koku var. Neredeyse elle tutulacak kadar yoğun kokular. Isırsam çenemden aşağı akacak. Ağzımın içi yapış yapış oluyor. (“Post Mortem”) Devamı