Benekli tırtıl | Ceyhan Yalçın
Yazan Kategori atölyedenGülce okulda arkadaşlarıyla birlikteyken çok eğleniyordu. Evde ders çalışmak dışında, en sevdiği renkli kitapları okuyarak vakit geçiriyordu.
Yine sabah erkenden çok mutlu uyandı. Okula hızlıca hazırlanıp sıraya oturdu. Sene başında tahtayı iyi göremediğini fark edince öğretmeni onu en ön sıraya oturtmuştu.
Ders zili ile birlikte öğretmenleri elinde bir kutuyla sınıfa girdi.
Herkes kutunun içindekini merak ediyordu. Ağaç dalında yaşayan minik bir tırtıl olduğunu görünce çocuklar heyecanla onu izlemeye başladı. Ağacın yapraklarını hapur hupur yiyordu.
Öğretmenleri minik tırtılın hikayesini anlatmaya başladı. Gülce ve arkadaşları, tahtaya çizdiği tırtılın kelebeğe dönüş hikayesini merakla ve şaşkın bakışlarla dinliyordu. Herkes o kadar etkilenmiş ki bir an önce kelebeğe dönüşmesini istiyorlardı. Tırtılın dönüşene kadar sınıfta kalmasına karar vermişlerdi. Her gün bir arkadaşı sırayla onun için en taze yaprakları toplayıp getiriyordu. Tazecik yaprakları gördükçe ağzı sulanan minik tırtıl hapur hupur yemeye, git gide büyümeye başlamıştı. Artık obur bir tırtıl haline gelmişti.
Ders aralarında hava güzel olduğu için kimse sınıfta durmuyor dışarı çıkıyordu. Ders zili çalınca da koşa koşa sınıfa girer, ilk önce ismini Benekli koydukları obur tırtıllarına bakarlardı. Gülce ve arkadaşları kutunun yanına geldiklerinde orada olmadığını gördüler. Yaprakların altında olabileceğini düşünüp baktılar ama hiçbir yerde yoktu. Öğretmenleri de bulamamıştı. Benekli’nin fazla uzaklaşamayacağını söyledi, sınıfın en yaramaz çocuğu Can. “Dağılıp arayalım bütün sınıfı hadi!” Sıraların altına, masaların altına, her yere baktılar ama Benekli yoktu. Çok üzülmüşlerdi. Aslında teneffüslerde Gülce Benekli’ye öykü kitaplarından okurdu, ama hava o kadar güzeldi ki arkadaşlarıyla dışarı çıkmıştı.
Günler geçmiş ve Benekli’yi unutmuşlardı. Teneffüste oyunlar oynayıp güneşli havaların tadını çıkarıyorlardı.
Gülce okuldan eve döndü, odasına gidip çantasından en sevdiği kitabını çıkardığında sayfalarının uçlarının kırpık kırpık olduğunu gördü. Annesinin yemeğe çağırdığını duyunca kitabı masanın üzerine bıraktı ve odadan çıktı. Okulda o kadar yorulmuştu ki yemekten sonra hemen uyuyakaldı. Sabah uyandığında kitabının tam ortasında ışıl ışıl parlayan, mavi boncuk desenli çok güzel bir kelebek olduğunu gördü. Görür görmez tanımıştı Benekli’yi. Üstelik yanında bir de yavrusu vardı. Geçen sene kaybettiği yusufçuk da galiba oradaydı. Kanadının ucunu görebiliyordu.
Not: yazı çizi atölyesi öykülerinden.
Tablo: “Book of Books”, Vladimir Kush
Tebrikler teyzecim bu başarılı öykülerinin devamını dilerim iyi ki varsın 😊🌹😊
Teşekkür ederim canım. Sen de iyi ki varsın.🤗😘❤️🌺