Bir dilim patates | Saniye Kısakürek
Yazan Kategori atölyeden“Sağ taraftaki odada gördüğünüz nesneler uzay arkeologlarımızın yeni bir keşfidir sayın ziyaretçiler. Bu kapsüllerde yüzyıllar önce atalarımız yaşamış ve ölmüşler.”
Ziyaretçiler bir insanın sığabileceği boyuttaki bu yumurta biçimli nesneye şaşkınlıkla baktılar. Ardından dev salonda konuşan hologram rehberi dinlemeye devam ettiler.
“Her yıl uzaya 100.000 kapsül fırlatılmaktaydı. Büyük Dünya Savaşı devam ettiği sürece bu böyle olacaktı. Savaş bitene kadar dünyaya dönüş imkansızdı artık.
Dünyadan son kurtulanlar, yeni bir yaşam alanına kavuştular. Yaklaşık 5.000 kişi kurtarıldı. Bu kişiler uzay yaşam alanında düzenli olarak aşılanmaya başlandı. Bu aşılar sayesinde kadın ve erkeğin çiftleşme yoluyla çocuk yapmaları önlenmiş oldu. Çünkü uzay yaşam alanı çok kısıtlıydı. Yiyecekler 150 yıl yetecek şekilde depo edilmişti.
Bu sorunları önlemek için bilim insanları tarafından böyle bir fikir geliştirilmişti. Artık insanları üretmenin ve yer sağlamanın farklı yolları kapsül yöntemiyle çözümlendi. Orada oluşan insan, bebeklikten yaşlanana kadar burada yaşıyordu. Gözleri sürekli kapalıydı. Onun yaşamla ilgili tek tecrübesi rüyalar sayesinde oluyordu. Kapsül insanlar rüyalarında normal bir insanın yaşayabileceği dünyasal her şeyi yapabiliyorlardı. Uzaya fırlatıldıkları için yer sorunu da olmuyordu. Böylece dünya etrafında dönen yüzbinlerce kapsül insan dünyada felaketlerin bittiği an belli olduğunda dünyaya dönecek ve insanlık için yeni bir yaşam başlayacaktı.
Peki yaşam süresi dolan bu yaşam nesnelerine ne oluyordu diye soracak olursanız, onlar da dünya yörüngesinden ayrılıp kendi kendilerini yok ediyordu.
Fakat öngörüldüğü gibi olmadı. Dünya hızla yok oluşa doğru sürüklendi. Uzay Yaşam alanında kalan kişilerden 300 kadarı isyan çıkardı ve kendilerine özel yaptıkları kapsüllerle Mars gezegenine doğru kaçtılar. İşte bu kaçanlardan yeni bir nesil ortaya çıktı. Onlar bizim atalarımız.
O atalarımız dünya ziyaretleri yaparak hava ve su bulmaya çalıştılar yıllarca. Hala da bu çalışmalar devam etmektedir.”
Ziyaretçiler, kapsülün içine daha yakından baktılar. Sanki insandan bir parça görmek isterlermiş gibi iyice incelediler. Fakat kapkara bir sisten başka bir şey görünmüyordu. Yine de önemli bir buluştu.
Müzeden ayrılırlarken, kendilerine verilen tek parça patates dilimini poşetlerinden çıkarıp afiyetle yediler. Bu özel patates sayesinde doyma noktasına hemen eriştiler. Ardından susuz hissettirmeyen özel karışımdan ağızlarına bir damla damlattılar.
Not: yazı çizi atölyesi öykülerinden. Saniye Kısakürek’in diğer öyküleri için tıklayın.