Oca 22

Dijital sevgi | Bilgehan Yılmaz

Yazan Editör Kategori atölyeden

Yaşlı adam, pencereden eşsiz şehir manzarasına düşünceli ve kararsız bir şekilde bakarken, en iyisi kızımı aramak, diye geçirdi içinden. Karısının sağlığı yine endişelendirmişti. Sadece üç dört dakika sürmüştü öpüşüp okşamaları birbirlerini, daha fazlası beklenemezdi. Onu çok özlemişti, bu kadar da olsundu. Şimdi içerdeki koltukta oturmuş, beş dakikada bir ismini yüksek sesle tekrarlıyordu. Yine beyin devrelerindeki sinyal akışı zorlanıyordu.

Her şey, karısının üç yıl önce o tedavisi olmayan hastalığa yakalanıp ölüme yenik düşmesiyle başlamıştı. Kaybına dayanamazdı, onsuz yaşaması mümkün değildi. Kızı onu bir organ yenileme kliniğine yatırmayı teklif edince, hiç düşünmeden kabul etti. İşlevini yitiren hayati organları, beynin bazı kısımları ve kalbi komple değiştirildi, yerine mekanik kopyalama ile yenisi takıldı. Bazı ufak tefek sorunlar dışında son zamanlara kadar işe yaradı. En azından onunla birlikte yaşıyor, nefesini hissediyor, dokunabiliyor, koklayabiliyordu.

Son bir aydır, bu üçüncü arıza oldu, sanki fazla heyecana gelemiyor, diye içinden geçirirken, telefonun sesiyle düşüncelerinden sıyrıldı. Kızıydı.

— Nasılsınız babacığım?

— Kızım, yine aynı sinyaller geliyor, adımı bağırarak tekrarlayıp duruyor, kriz geçiriyor gibi.

— Baba, ben doktoru arayayım, sen fişini takıp bilgisayara bağla, bir baksın bakalım.

— Tamam, kızım, hemen yapıyorum.

Karısının koltuk altında bulunan soket yerine kablonun bağlantısını taktı, diğer ucunu da bilgisayara taktı ve doktorun sitesine bağlandı. Doktor karşıdan muayeneye başlamıştı bile.  Bir süre sonra tiz sesi duyuldu.

— Sanırım, beyin sinyalleri ile kalp sinyalleri arasında uyumsuzluk ortaya çıkmış, beyin fazla heyecanı ve aşırı duyguları tolere edemiyor.

— Peki, ne yapmamız gerekiyor?

— Aşırı duygusal tepkilere fırsat verilmemeli, sakin bir hayat öneriyoruz efendim.

Bu arada kızı eve gelmiş, konuşmanın son bölümünü duymuştu. Babasının yanağına öpücük kondurup yanına oturdu, kolunu omzundan aşırıp kendine çekti.

— Babacığım, en azından bağırmıyor, sakin sakin gülümsüyor bize.

— Doğru kızım, buna da şükür, ben de çok yoruldum, gidip biraz dinleneyim.

Odasına yönelirken, kızı arkasından seslendi.

— Babacığım, en son ne zaman muayene oldun? Keşke kendini de bağlasaydın doktora, seni de bir kontrol etseydi.

Not: yazı çizi atölyesi öykülerinden.

Yorumlar akışı .

yazı çizi  
Facebook Twitter More...