Mar 31

Dönüştürme isteği / Sema Deniz

Yazan Editör Kategori atölyeden

donusturme-istegiKaranlık mı ışığa ışık mı karanlığa dönüşür?
Aslında çok uzaklarda aramamak lazım, karanlığı ışığa ışığı da karanlığa dönüştüren biz değil miyiz? Aynı objeyi iki farklı nesne olarak gösteren deneyler misali, neye odaklanırsan onu görürsün ya!
Uzun süredir toplumun karanlığa odaklanışı beni de hayli etkiledi. Giysilerime kadar yansıdı. Sonsuz bir yas ile gömütün etrafında naçar dövünüyormuşum hissine kapılıyorum.
Adeta milli rengimiz olmuş, hiç çıkartmadığımı fark ettim. Kötüsü tünelin ucu da karanlık. Işıksız. Zamanla paranoyaklaştım mı nedir, kendi gölgemden dahi korkarak koşar adım karanlığa ilerliyorum.
Yegâne sığınağım olan hoşgörüyü de almayı amaçlayan bir bombardımana tutuldum. Bu hisle boğulur gibiyim. Ben çoğunun içindeki çocuğu öldürdüğü kanısındayım. Nedeni de sağduyu zamanı olması. Nasıl bir sağduyuysa; bir kulağın diğerini duymadığı, bir gözün diğerini görmediği. Kulaksız, gözsüz, boş başların ortada cirit attığı zavallı duyu.
Peşinen söylemek istiyorum, bu iç dünyamın karanlığı değil. Dış karanlığın içimi sarmalama girişimi. Geçmişten çığ gibi büyütülerek gelen, üzerime zift gibi yapışmış, elimi nereye atsam orda iz bırakan karanlığa sahip çıkmak istemiyorum. Devralmaya da hiç niyetim yok.
Şöyle bir silkelenip kendimize biraz çekidüzen versek. Önyargı, saplantı, hoşgörüsüzlük veya sanatın hiçbir dalında tutunamama nedeniyle buraya kadar geldiğimizi anlamak bile kocaman bir adım. Kısır döngü söylemlerin, geri dönüşü olmayan hatalara sebebiyet verdiğini anlamak için, elma armut satar gibi ruhlarımızı satışa çıkaranların karşısında daha ne kadar eğilip büküleceğiz. Çıkarcı bir toplum olup çıktık. Kanka olmayı başardık, lakin insan olmaya daha çok zamanımız mı var? Sırf lafta kalan söylemlerle günlerimizi geçirip götürmeden, “Tuh nerede hata yaptım” demeden önce, kelamı dönüştürebilsek kaleme… Kalan ömrümüzde hayatın akışını seyre dalıp “Asla yapmam” dedirten şeyleri aydınlık adına yapma yürekliliğini gösterebilsek… Belki büyütmeyeceğiz küçücük bedenleri öte dünyada…
Benler bize dönüşmediği müddetçe karanlığa kocaman bir “Hoş geldin” demenin pişmanlığını yaşayacağız.
Gaye’nin notu: yazı çizi atölyesi ürünlerinden.

Yorumlar akışı .

Yorumlar



yazı çizi  
Facebook Twitter More...