May 15

Hülyalı küçük kızlar | Ayşe Özkın Gökçeer

Yazan Editör Kategori atölyeden

Küçük kız buklelerini sallaya sallaya koşarak arkadaşının yanına geldi; tam karşısında durdu. Nefes nefese sordu:

“Dün gece konuştuklarımızı hatırlıyor musun?”

Mehmet hiçbir şey söylemedi. Bir anlam bulmaya çalışır gibi yüzüne baktı Hülya’nın.

“Hatırlamıyorsun işte! Hani söz vermiştin? Hani bugün, dün gece birbirimize anlattığımız sırlardan konuşacaktık?”

“Ben oyun parkına gidiyorum” dedi Mehmet birden canlanarak, heyecanla. “İstersen sen de…”

“Küstüm sana! Bir daha da benimle konuşma! Ne gece, ne gündüz!” diyerek koşa koşa uzaklaştı Hülya; neredeyse ağlayacaktı.

Mehmet’in canı sıkıldı. Dün ne kadar gülüp eğlenmişler, oyunda birlikte saklanmışlardı halbuki. Saklandıkları izbe yeri kendisi bulmuştu. Hülya ona sokulmuş heyecanla beklerken, ona cebinden çıkardığı eriklerden vermiş, bir de yanağına öpücük kondurmuştu. Bugün yine birlikte oynarlar, oyunda eş olurlar diye düşünürken, gelip durup dururken oyunbozanlık yapmıştı. Acaba bana verdiği erikler mi sırdı, diye düşündü. Ama ben onunla hiç gece konuşmadım ki. Ne de olsa ilkokula başlayana kadar hiçbirinin hava kararınca dışarıda olma izni yoktu. Zaten yatma saati sekizdi.

Uzaktan diğer çocukları görünce hızlandı. Herkes eşini seçmeye çalışıyordu. Kıvırcık saçlı, çilli bir kız yaklaştı yanına: “Seninle eş olalım mı?”

Sert sert baktı küçük kıza, homurdandı: “Ben kızlarla eş olmam.”

Bu kızlar zaten çok garip yaratıklardı. Oyun aralarında bol bol saçlarını çekip, tokalarını kaçıracaktı. Ağlarlarsa ağlasınlar.

Hülya gece yatmadan Noel Baba’nın kendisi için getirmesini istediği hediyeleri tek tek abisine yazdırıyordu.

“Artık seneye kendin yazarsın listeni” dedi abisi. “Bir de, Noel Baba diye bir şey yok, biliyorsun değil mi?”

“Yok mu?” dedi küçük kız hayretle, gözleri doldu. “Çocuklar uyurken gizlice odalarına girip, kâğıtta yazan tüm dileklerini gerçekleştirmeye çalışan biri yok mu yani?”

“Bir düşün bakalım, olsaydı, ben tüm çocukluğumu şu külüstür bisikletle mi geçirirdim?”

Hülya, gerçeğin ilk darbeleriyle sarsıntı üstüne sarsıntı geçiriyordu.

“O zaman, gece rüyamızda gördüğümüz kişiler, aynı anda bizi görmüyorlar mı rüyalarında?”

Abisi, sanki o şaka yapmış gibi çok güldü. Küçük kızın en sevmediği hareketi yaptı, annesinin daha yeni topladığı saçlarını karıştırdı. “Siz kızlar” dedi, “Her yaşta aynısınız.”

Not: yazı çizi atölyesi öykülerinden.

Yorumlar akışı .

yazı çizi  
Facebook Twitter More...