İncirin rüyası | Güleyni
Yazan Kategori atölyedenİncire ve zeytine, Sina dağına ve şu güvenli şehre and olsun ki; biz insanı en güzel biçimde yaratmışızdır. Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik. Ancak iman edip iyi dünya ve ahret için yararlı işler yapanlar başka; onlar için kesintisiz ödül vardır. Ey insan bu kanıtlardan sonra seni ceza gününün asılsız olduğu sonucuna götüren şey nedir. Allah hüküm verenlerin en adili değil midir. Tin suresi
Bir ulak var hepimizin başında, diyeceğini demiş de düşmüş yollara. Haberi alanlar da peşine. Savaş başlamış sevgilim. Yürüyelim, ölmeyelim, oğullar bırakalım, yarınları görelim. Şimdi gölgesinde uyukladığımız bu incir gibi. Bir arı üstünde tozlarımız aynı yollardan yürüyor. Göğsümde başın, incir yapraklarının gölgesi saçlarında.
Gündüz sıcaktı, gölgeler serin. Serinin kokusunu içine çek sevgilim. Genzindeki tatlı koku, yut onu hiç unutma. En güzel yaratılmış insan kovdu bizi anamızın kucağından. İnciri barışın meyvesi ilan edenler, bilmezler mi; tozunun değdiği her toprak harp.
Dalında kuruyacak bir erkek incir idim. Ulak dedi ki: Serpilecek tozların, yeşerecek ellerin. Sabret. Ulağa kulak verdim diye suçlamazsın beni değil mi? Günlerdir yürüyoruz diye, köklerini geride bıraktık diye, arının üstüne konduk barışı arıyoruz diye. Sen değil misin dişi bir incir. Çarşafın içinde kapalı, çiçekleri içine açan, balları gözünden akan. İsterim ki aç çiçeklerini. Bizim topraklarımız aşağıların aşağısı sevgilim.
***
Kapat gözlerini sevdiğim. Göğüs kafesin her kalktığında kanına geçsin incirin serinliği. Dinlen, incirin gölgesi göğsünde, başım gölgede.
Bana kızma, yürürken ayaklarım birbirine dolanıyor diye, yarım kaldım, özlüyorum diye. Kollarını sar sevdiğim, ellerini göğsüme koy, olgunlaşmış birer incir dokunsan ballanacak.
Ulak hiç gelmeseydi keşke evimize. Kesilmeseydi köklerimiz yaratılanların en güzelinin elleriyle. Bil ki hiç istemedim yürümeyi, güneşin doğduğu topraklardan battığı topraklara. Doya doya seni öpmeye, serin serin yaşamaya heveslendim. İnciri ballandıra ballandıra yemeye heveslendim. Sen yürüdün, ben yürüdüm.
Ceza günü geçti, ne ettiyse atalarımız o güvenli şehirden sürüldük. Yemin ederim ki ne sen ne de ben, hiç günah işlemedik. Allah hüküm verenlerin en adili değil sevdiğim. Benim kalbim, senin kalbin, daha adil hiçbir şey yok şu dünya üzerinde. Ne cimri hayat bizlere. Gökten düşen tek incir, yarısı sana yarısı bana.
Şimdi aç gözlerini. İncirin rüyası değil mi ki barış? Yürü sevdiğim, yürüyelim rüyadan uyanana dek.
Not: yazı çizi atölyesi öykülerinden.