Ara 05

Jantilere karşı kıtipiyozlar | Ernur Yanbastıoğlu

Yazan Editör Kategori atölyeden

jantilere-karsi-kitipiyozlarKafanızın boşaldığını hissettiğiniz anlar oluyordur herhalde? Kocaman, işlenmeyi bekleyen, boş bir levha. Tabula rasa. John Locke denen adam bizim için söylemiş. Bizim! Bana özgü değildir, diye düşünüyorum. “Evet” dediğinizi duyamıyorum. Hass… Size hiç olmuyor mu dostum? Bir daha düşünün:

Peki bir tür avolisyon hali? Hani kolunu kaldıracak enerjin yok. İhtiyacın olan her şeyi, kollarını 180 derece açtığında ulaşabileceğin yerlere yerleştiriyorsun. Sigara, küllük, evin sevimli Jerry’si gibi kaybolan lanet çakmak, su, yiyecek… Olmuyor mu? Yuh!

Duygusal küntlük adeta mermer. Dandik, beş para etmez filmlerin ayrılık sahnelerinde gözlerinden şehri basacak sel suları akarken, şimdi kendi çocuğunu kezzapla yakan anneye mimiksiz bakıyorsun. Neden olmasın, kıçı kırık dünya insana neler yaptırmıyor ki? Herkesin kafayı kırmak için bir nedeni var.

Doktorların alogi dedikleri? Konuşman “hı hı, cık”lardan ibaret. Ağzından çıkan her kelime için zilyon dolar ödüyormuş gibisin. Sözcükler konusunda, tüm servetini, kefenin cebinde öteki dünyaya götürecek kadar cimri bir kıtipiyozsun. Hayır mı?

Peki, “Şu çivisi çıkmış dünyada beni nirvananın doruklarına çıkaracak tek bir güzel şey kaldı mı ki?” sorusu… “Kim 500 Milyar İster” yarışmasının son dönemeci niteliğinde.

Hiçbiri mi yok sizde? Hepiniz mükemmel hayatlar yaşayan insanlarsınız yani. Sonsuza kadar buradaymış gibi bozulmayan rutinleriniz var. Her gün kibrit kutusu büyüklüğünde peynirler yiyip beş çayında kruvasan tüketiyorsunuz. Galalara gidip kırmızı halıda yürüyor, beyaz şarap eşliğinde seviyeli tartışmalar yapıyorsunuz. Pardon, tartışma dedim. Akıl alışverişi olacaktı. Kitap okuyormuş gibi konuşuyor, şiir dinliyormuş gibi susuyorsunuz. Aslında kendinize susuyorsunuz. Kendinize uzaksınız. En büyük tuzağınız da “sosyallik” dediğiniz diğerleri. Sorsam, dilenci bir çocuktan aldığınız mendilin verdiği hazzı dünyalara değişmezsiniz. Anlamıyorum, onca botoksa rağmen nasıl hâlâ mutlu gibi görünebiliyorsunuz?

Sizin gibi “normal” olmadığım için beni ittiniz. “Anormal” deyip değişik etiketler biçtiniz. Siz yazıp çizip çekince adı “fantastik kurgu” olan şeyleri, ben kendi kendime oynayınca deli oluyorum. Sizin heyecanla beklediğiniz sümüklü Harry Potter’ın gittiği yolların asfaltını ben döktüm. Akıbetini merak ettiğiniz yüzüğü bir şişe viski için yıllar önce bozdurdum. Sizin bu kitlesel histeriniz normalken ben çatlak oluyorum. Sizi pis jantiler!

− Mick’le mi konuşuyorsun John? Yine ilaçlarını dilinin altında saklayıp yutmazlık etmiyorsun değil mi?

− Hayır efendim.

Gaye’nin notu: yazı çizi atölyesi ürünlerinden.

Yorumlar beslemesi .

yazı çizi  
Facebook Twitter More...