Müzayede | Saniye Kısakürek
Yazan Kategori atölyedenMekansız çöplük kokardı. Paçavralar içindeydi. Onun yanından geçenler burunlarını tutardı. Nefesi ve sesi mekansızdı. Camlara hohlamadı. Aynalara bakmadı. Kurumuş bedeni caddede kaldırım taşıydı.
Bir gün onu birisi buldu. İyice baktı ona, temizledi. Tozlarını fırçaladı. Parlattı. Mekansız sevinir gibi oldu. Kalbi sıkıştı. Bir kalbi olduğunu unutmuştu.
Birisi, temizlediği Mekansız’ı mağazasına götürdü, vitrine koydu. Oradan geçen insanların bir hayli ilgisini çekti bu nesne. Birisi onu şöyle tanıttı:
“Şu üzerinde görmüş olduğunuz lekeler öylece bırakıldı. Onlar yaşanmışlık izleridir. Böylece orijinalliği bozulmadı.”
Mekansız bir umutla baktı onu izleyenlere. Üzerindeki lekeleri dikkatle inceliyorlardı. Kadının biri yakın gözlüğünü takıp iyice yaklaştı. Aniden suratını ekşiterek kendisini geri çekti, Birisi’ne döndü:
“O kadar gerçekçi ki hâlâ kokuyor!”
Kadın bunu der demez ziyaretçilerden bir kahkaha koptu. Birisi de kahkahaya eşlik etti ve Mekansız’ı biraz daha parlatarak yere koydu. Ziyaretçilere bulduğu diğer ganimetleri göstermekle meşgul oldu.
“Evet, şimdi de sırada denizden çıkarılan bir nesne var. Bakın, renkleri ne kadar soluk. Gözyaşları taptaze. Boynundaki fotoğraflar yok olmadan önce sığındığı tek umut. Ne kadar sahici değil mi?”
Ziyaretçilerden biri atıldı:
“Dokunabilir miyim ona, ne hoş bir parça!”
“Lütfen beyefendi nesnelerimiz çok özeldir. Sadece satın alırsanız sizin olur.”
“Peki, çok affedersiniz.”
Birisi, özel koleksiyonuna doğru ziyaretçilerini yönlendirdi:
“Bakın, bu seri Yurtsuzlar serisi. Bulundukları yerde buzlanma olduğu için zor çıkarılmışlar. Nesnelerin ayaklarında poşetler varmış. Çoraplarını ufak olanlara giydirmişler.”
Herkes hayran kalmıştı. Arkalarda uzun saçlı bir adam gözyaşlarını tutamadı. “Bu parçalar muhteşemmm!”
Daha sonra ziyaretçilere özel ikramlar sunuldu. Bol kahkahalı, bol sohbetli bir öğle atıştırmasından sonra Birisi ziyaretçilerin karşısına geçti:
“Evet, sayın misafirlerimiz, müzayede salonuna geçmeden önce fiyatları biraz daha uygun rakamlarla başlayacak fakat yine de çok nadide olan nesnelerimize sizi götüreceğim.”
Misafirler aralarında hayret belirten sesler çıkardılar. Birisi’nin en son göstereceği nesneler Tapınanlar serisi adı altında ayrı bir bölümde yer almaktaydı.
Tapınanlar cicili bicili giysiler içindeydi.
Müzayede salonuna geçen ziyaretçilerin gözleri Mekansız’ın bulunduğu alana takıldı, boştu. Mekansız giderken bir yazı bırakmıştı.
“Hep başka saatleri beklerken zehrinizden boğuldum!”
Not: yazı çizi atölyesi öykülerinden. Saniye Kısakürek’in diğer öyküleri için tıklayın.