Eki 31

Yahu hep güleceğim gelir, şu İshak beye akıl sır erdiremezdim. Sen git o güzelim işinden ayrıl, bu geçim derdinde o yüklü maaşı bırak, o pek bereketli makamı tep; kuzu derisi bavulunu al, düş paytak paytak kıt aklının yoluna.

Sabah kahvaltını önüne koyan mı yoktu, akşam kahveni köpürten mi? Hayır, iki oğluna örnek oldun ya, mahalleden hiç kimse kızlarını vermez bundan böyle. Karın daha genç, saçının dip boyası kolay kolay gelmez. Yazık değil mi? Devamı

Tem 28

Fonda Dört Mevsim’den bir sonrası, gözlerim kapalı. Düşlerim, Viyana’da valsin çağladığı bir balo salonuna eteğini yerleştirerek kuruluyor. Ezgiler ürkek titreşirken, rüzgâr enerjini taşıyor kollarıma, ürperiyorum. Her hissedişimde özlediğimi, şaşkınlığıma yenik düşüyorum.

Titrek iki pırıltı halinde gözlerin, bir bebeğin hayata hazırlıksız gelişi gibi karşımdasın. Kahkahanı değil ama manidar gülümseyişini soluyorum. Bir bir dokunuyorum omuzlarına. Hayat izimi taşıyan parmaklarım kadife hisse aşina. Devamı

Şub 27

Gülümsedim.

Son zamanlarda daha yoğun hissediyordum seni. Ne yana dönsem enerjin beni sarmaladı sanki. Yolladığın minik kutuyu alınca, hatırımda kalan görüntün izin almadan sızdı yama dolu çeperlerimden içeriye. Saklı, geceler koyusu özlemim, semtler arasında dolaşıp başkentin bozuk kaldırım taşlarına çarpa dolana, yine bana döndü. Zihnime kazınmış kokun, uçuculuğuna bende tadıldıktan sonra karıştı. Hiçbirinden haberin yok, ne yazık! Devamı

yazı çizi