May
09
Yorum yap
Su Tadımcısı / Ali Atlıhan
Yazan Kategori atölyedenMutfakta nikelajlı yuvarlak taburede oturmuş Ulaş’ı ve üstesinden gelmesi gereken bulaşıkları seyrediyordu. Kahkahasını “Bir siktir git şurdan” diyen Ulaş’ın yüzüne bakarak daha da yükseltiyordu. Kucağındaki plastik salata kâsesinden aldığı, küçük, yuvarlak taneli üzümünü emerken eline gelen salkımın pörsümüş tanelerini de Ulaş’a atıyordu. Elbette isabet ettiremiyordu. Olsun, vakit geçiyordu işte. Düşünmeyi gerektirmeksizin bildiği bir şey vardı: Hayatındaki her şey gibi bu da rötarlıydı. Ya zamanın gerisinde ya da ilerisinde. Yanlış yaptığı her ne ise sorgulamıyor, değiştirmek için bir çaba da sarf etmiyordu. Böyle iyiydi. Devamı