Nis 03

Korkarak girdin kapıdan içeri. Botlarını çıkarman uzun sürdü. Anneannen yardım etti düğüm olmuş bağcıklarını çözmene. Kafanı kaldırınca boy aynasında kendini gördün. Kamburun çıkmıştı. Çirkindin. Ayaklarını sürükleyerek yürüdün mutfağa doğru.

Biliyordun. O, dipteki odadaydı. Kokusunu duyuyordun. Ama gitmen doğru değildi yanına. Seni mutfaktaki tabureye oturttular. Kafanı masaya koydun. Ekmek kırıntılarıyla göz göze geldin bir an.  Çiçekli muşamba örtü soğuktu. İrkildin. Muşambanın soğuğu gözyaşlarını arkalara itti. Düğüm oturdu ince boğazına. Devamı

Nis 02

Bu bahar kahramanım Lucie. Yürekten direnmenin sembolü oldu benim için. Çocuk naifliğimi, hayatın önemini ve önemsizliğini hatırlattı bana. Ölümü kabullenmeyi de…

Lucie, hayat grevinde! “Hayat grevi” duyduğum en güzel direniş. Baharın; direnişi, varoluşu, yeniden doğuşu getirmesi gibi, Lucie’nin hayat grevi de coşkuyla yaşama isteği uyandırıyor. Ne olursa olsun nefes almanın hakkını vererek yaşamak…

Kitabı her elime alışım, başka duyguları harekete geçiriyor. Şu büyüklerin beni yoran hallerini Lucie de çekiyor. Bu baba milleti, neden bu kadar duyguları anlama özürlü acaba? Devamı

Mar 28

Maliyeden emekli Cavit Bey,  yetmiş altı yaşındaydı. Beş yıldır Emekli Sandığı Huzurevi’nde kalıyordu. İkinci kattaki tek kişilik odasında pencereye doğru yürüdü. Dışarıdaki ilkyazı içerdeki sonyazdan ayıran cama yaslanıp dışarıya baktı. Üç gündür süren fırtına durmuş, bahçedeki ağaçlar bir gece içinde çiçeklerle bezenmişti. Beyaz çiçeklinin kayısı ağacı olduğunu çocukluğundan beri bilirdi, lakin çiçekleri pembe olanın cinsini çıkaramıyordu. Geçen bahar sormuş, “Süs kirazı” demişlerdi. Şimdi düşünüyor, bir türlü aklına getirip söyleyemiyordu. Devamı

yazı çizi