Dünya’nın On Dört Günü
Yazan Kategori okuryatarAslı Eti’nin ilk çocuk-gençlik romanı Unutma Beni, en sevdiğim kitaplar arasına girmişti. Değer verdiklerime hediye ettiğim nadir kitaplardan oldu. İkinci romanını heyecanla bekledim ve Dünya’nın On Dört Günü geçenlerde yayımlandı.
“Giriş” bölümü, “Bu kitabı elinde tutman ne şans ne de tesadüf…” diye başlıyor ve “Dünya’nın öyküsü, aslında senin öykün” diyor. Sayfalar ilerledikçe ne demek istediğini anlıyorsun.
Kahramanımız Dünya, köyün en küçüğü ama adı kadar büyük bir anlamı göğüslüyor. Köyünün başına gelenleri anlamaya ve değiştirmeye çalışıyor. Bir dileği var: “Her şeyin değişmesini diliyorum. Hem de hemen, mümkünse yarın.” Bu kalpten gelen sözler boşa gitmiyor.
Dünya’nın on dört gün boyunca süren çabasına, kalbimin hızlı atışları; burkulma, sızlama, ferahlama ve aydınlanması eşlik etti. Kitabı bir anda içmeyi, aynı zamanda tükenmeyen bir kaynak olmasını diledim. Dileğim gerçekleşti. İçtim ama kanmadım. Her zaman dönüp onunla zamanı solumayı sürdürebileceğim.
Bu masalımsı kısa roman bana “Hayallerimden, dileklerimden tüm zorluklara rağmen vazgeçmeyeceğim” dedirtti. Bunu hatırlamak bana iyi geldi. Bakalım sana ne hatırlatacak?
Dünya’nın On Dört Günü
Aslı Eti
Kırmızı Kedi Yayınevi