Şub 02

Bari dişini fırçala | Handan Namlı

Yazan Editör Kategori atölyeden

“Kaç kere söyleyeceğim, geç geliyorsan sessiz gir içeri!”

“Sen de bilerek salonda yatıyorsun, rahatsız oluyorsan odanda yat.”

“Biraz dikkat etsen ölür müsün?”

“Biraz anlayışlı olsan ölür müsün?”

“Ben mi anlayışsızım?”

“Hoşgörü abidesi olduğun söylenemez.”

“Bana bak küçük hanım, benimle böyle konuşamazsın.”

“Annem değilsin, ablam değilsin. Sen de bana böyle davranamazsın büyük hanım! Farkındaysan aynı yaştayız.”

“Anlaşılan o ki yaşımız aynı ama olgunluklarımız farklı.”

“Senin derdin ne? Gece gece bana ne diye çemkiriyorsun?”

“Sorumsuzlukların beni deli ediyor.”

“Gene ne yaptım? Hangi kuralını çiğnedim. Gerçi o kadar çoklar ki birine karşı gelmeden nefes almak imkânsız.”

“Aynı yerde yaşıyoruz, onlar olacak ki kimse kimseyi incitmesin.”

“Kurallarına deli gibi sahip çıktığın için kalbimi kırdığının farkında değilsin ama.”

“Sen de başı bozuksun. Bıraksam hiçbir işe yardım etmezsin, evi bok götürür.”

“Düzen hastasısın sen, benim için o kadar önemli değil.”

“Düzene laf edebilirsin ama temizliğe hayır. Yiyorsun tabağını orada bırakıyorsun. Kendi odanı ne yaparsan yap umurumda değil, ama ortak alana dikkat etmen lazım, ben de burada yaşıyorum. “

“Çok titizsin!”

“Çok pasaklısın. Saçlarını tarıyorsun, lavobo saç içinde kalıyor, bi toplayıp atmıyorsun, midem bulanıyor!”

“Sırf benim saçlarım mı lavaboya dökülüyor?”

“Ne zaman arkamdan banyoya girdin de kendi bıraktığın gibi buldun?”

“Ya şimdi bunları konuşmanın sırası mı? Uykum var. Zaten kafam bi dünya.”

“Yine o pislikle miydin?”

“Onun bir adı var.”

“Aklımda tutmak bile istemiyorum. Onda ne buluyorsun anlamıyorum.”

“Anlasan şaşardım. Yanına kimseyi yaklaştırmıyorsun ki kadınla erkeğin arasındakini anlayasın.”

“Bak kırıcı oluyorsun.”

“Sen sanki olmuyorsun.”

“Kızım etrafında bir sürü insan var, neden bu serseri? ”

“Başıma anne kesildin ya!”

“Biz sadece ev arkadaşı değiliz, yani değildik. Biz dosttuk. Tanıyamıyorum seni.”

“Belki de şimdi tanıyorsundur.”

“İçmişsin ne dediğini bilmiyorsun. Ortaokuldan beri arkadaşız. Hâlâ birbirimizin evinde birer takım pijamamız var. Annelerimiz en sevdiğimiz yiyecekleri bilir, pişirir gittiğimizde. Şimdi tanıyormuşum. Söylediğin lafa bak!”

“Çok uykum var, sana laf yetiştiremeyeceğim.”

“Hadi kaç gene, ne zaman ondan bahsetsem böyle kaçıyorsun. Sen de biliyorsun, senin de içine sinmeyen şeyler var.”

“İçime sinmeyen bir şey yok! Çok memnunum, harika eğleniyorum, geziyorum tozuyorum.”

“Tabii, tabii. Yapmayacağın harcamaları yapıyorsun, herifin kredi kartı borcunu ödüyorsun, ayın ortasında maaşını bitiriyorsun. Harika!”

“Aaaa çok üstüme geliyorsun!”

“Geleceğim tabii, ben senin arkadaşınım. Bunları annene çıtlatsam, başından ayrılmaz vallahi.”

“Oh maşallah tehditler de başladı.”

“Tehdit etmiyorum. Ergen değilsin, neredeyse otuz yaşındasın. Bunları konuşmamamız lazım.”

“Düşman gibi davranıyorsun ona.”

“Beterini hak ediyor. Daha geçen gün kafede karşılaştığımızda, o kısacık anda, giydiğin kıyafetin renk uyumuna laf etmedi mi? Kendine yakışanı bilmiyormuşsun. Seni bana şikâyet ediyor şuursuz. Para pul işini kenara bıraktım, yaptığın işi, becerilerini küçümseyen lafları beni deli ediyor. Bunları fark edememene de akıl erdiremiyorum!”

“O da senden hoşlanmıyor zaten!”

“Ay çok üzüldüm. Sevmesin zaten beni. Hatta benden nefret etsin. Yoksa gelip buraya da çöreklenir, hayatına çöreklendiği gibi. Ondan ayrıldığın gün, başından ekmek geçirip, fakire fukaraya sadaka vereceğim.”

“Manyaksın sen!”

“Titiz, manyak. İnsanın arkadaşından böyle övgüler alması koltuklarını kabartıyor.”

“Yeter, yeter! Duymak istemiyorum daha fazla.”

“Bence de yeter, bir daha seni uyarırsam iki olsun.”

“Ben yatıyorum!”

“Bari elini yüzünü yıka! Dişlerini de fırçala; şimdi pis pis öpmüştür o pislik.”

Not: yazı çizi atölyesi öykülerinden.

Yorumlar akışı .

yazı çizi  
Facebook Twitter More...