Bıçak / Hande Üretürk
Yazan Kategori atölyedenHastane koridorları sabahın bu saatinde boş. Bekleme salonuna doğru ilerliyoruz. Bir kat aşağıya indik, işte bekleme salonu. Genç bir kızla elini tutan esmer bir oğlan var. Yaşlı bir amca gazete okuyor. Kucağında bir oğlan çocuğu, uyuyan, kilolu bir kadın. Çocuk 5-6 yaşlarında var, kadın mutsuz görünüyor. Amca ifadesiz. Genç kız ve oğlansa birbirlerini öpüyor, konuşuyorlar. Televizyon ekranlarında hasta isimleri ve ilgili bölüm adları yazıyor, kardiyoloji, kadın doğum, genel cerrahi. Bu bekleme işinin kötü yanı, nasıl da korkuyorum zaten. Doktorun bize söylediği saatin üzerinden bir saat geçti. Bekleme salonu da kalabalıklaşmaya başladı. Küçük bir çocuk ortada koşup duruyor. Çevresindekilerle ve kendi kendine saklambaç, oyun oynuyor. Çok fazla çocuk var burada, hay aksi önce onları alıyorlar galiba.
Bekle bekle korku hafiflemiyor, ama sıkılmaya da başladım artık. Tam ağzıma şeker atmışken ismim okunuyor. Şekeri atıp gidiyorum. Durakta sigara yakınca otobüsün gelmesi gibi bir şey bu da. Ben içmiyorum, eskiden bir arkadaştan duymuştum.
Doktorumu görüyorum, “Geldin mi?” diyor camın arkasından, her yeri yeşiller içinde, kafasında bonesi. “Az bekle” diyor. “Tamam” diyorum, yerime oturmadan hemen kapının önünde bekliyorum. Sürgülü kapı açıldı kendi kendine, kısa boylu bir hasta bakıcı bir oda gösterdi, kıyafetlerim için dolap bulacak ve verdiği yeşil önlüğü giyecekmişim. “Üzerinde hiçbir şey kalmasın” diyor.
Soyundum, ayağımda mavi galoşlar, başımda beyaz bone. Bir sedyeye uzandım. Dışarı çıkıp dosyamı aldı hasta bakıcı. Sonra beni sedyeyle koridorlardan geçirmeye başladı. Kalbimin atışı gittikçe artıyor tabii. Bir odanın önünde durduk, bekliyorum beni içeri almaları için. Sonunda girdim, tam teşekküllü ameliyat masası var burada. İmdat! İyi ki doktor olmamışım ben ya. Şimdi iğne yapacaklar değil mi, ah keşke tümden bayıltsalar beni. Uyusam uyansam her şey bitmiş olsa.
Buraya kadar geldiğim sedyeden, ameliyat masasına kaymamı istiyorlar. Çok konuşan bir kadın var, “Korkma canım benim” diyor. Yeşiller içinde birbirine benzeyen üç-dört adam var. İğneler başlıyor, canım yanıyor. Sevmiyorum bu işleri. Bir daha böyle keyfi ameliyat çıkarmayacağım başıma. Gözümü kapatıyorum, doktor kesmeye başlıyor.
Gaye’nin notu: yazı çizi atölyesi ürünlerinden.
Guzel bir yazi, surukleyici.
Onceki yazilariniza gore cumleler daha kisa ve etkili. Okumasi kolay, akici.
Tebrikler Hande hanim