Galakside bir gün | Toprak Kurgusever
Yazan Kategori atölyedenİlya, yatağının gün ışığı masajıyla uyandı. Lavaboya doğru ilerlerken göz bebeği hareketlerini algılayan kahve makinası devreye girdi. 15 dakika sonrasına programlanmış olan zaman yolundaki ziyaretini gerçekleştirdikten sonra kahvesinden bir yudum aldı. Yaşadığı yüzyıl çok şey getirmişti. Sadece şu tuvalet olayını hallederken neden hâlâ bir zaman yoluna ihtiyaçları olduğunu bir türlü çözemiyordu. Bundan 127 yıl önce bağırsaklara ikinci beyin dendiğini duymuştu. Anlaşılan hâlâ önemini koruyor, deyip kahvesinin belleğinde hissettirdiği hazza odaklandı.
Aynanın önüne geçti ve gözlerini kapatıp geçen gün mağazadan aldığı kıyafetin pin kodunu sorguladı. Gözlerini açtığında Hawai şort yerine üzerindeki straplez büstiyeri görünce kısa bir şok geçirdi. Büyük ihtimalle etiketler karışmıştı ve Hawai şortu alan kadın da aynı şeyleri düşünüyor olmalıydı. Tabii eğer kadınsa…
İlya, nüfus çipini çıkardı. Oradaki galaksi zaman kodunu girip alışveriş yaptığı ana ışınlanmaya çalıştı. Fakat olmuyor, çalışmıyordu.
Hay aksi neden acaba, deyip yardım düğmesini tuşladı. Hologram görüntüyle beliriveren, paralel evrenle iletişimden sorumlu nüfus memuru Ruhimur’a döndü.
— Neler oluyor?
Elinde tuttuğu avuç içi bilgisayarını göz bebeği radarıyla tarayan sorumlu:
— Geçen ay zamanda yolculuk yaparak Andromeda galaksisini ziyaret etmişsiniz, fakat kayıt düğmesine basmadığınız için bu süre ömrünüzden eksilen kısma yazılmamış.
— Off tamamen unutmuşum. Daha dikkatli olacağım. Ama biliyorsunuz Ruhimur Bey, Samanyolu’nda yapabileceğim en kısa yolculuk bu. En azından bu galaksiyi, ömür-zaman eğrisi hesaplamasından çıkarabilirsiniz. Yine de teşekkür ederim. Uyarınızı dikkate alacağım.
— Dediklerini üst kurula ileteceğim İlya. Yine de dikkat etsen senin için iyi olur. Biliyorsun evrenle şaka olmaz, hele Tanrı ile asla.
Bunlardan da bir şey kaçmıyor, diye geçirdi içinden. Hey gidi zaman hey, yıllar yıllar önce atalarımız vizeden ne çekmişse, şimdi de biz galaksi yolculuklarında hesaplanan ömür-zaman eğrisinden çekiyoruz. Genç adam, karşısındaki görüntü gittikten sonra kolunu kaldırıp bağırdı:
N’olur sanki biraz daha yaşasak. Çalmıyoruz çırpmıyoruz kardeşim. Hem… Dünya döndükçe bizim gibi iyilere ihtiyacı var.
Neyse neyse şu kıyafet işini halledeyim yoksa işe geç kalacağım.
Genç adam, Ruhimur Bey’den aldığı puk kodunu girdi ve mağazadaki çarpışma zamanına geri döndü. Bütün dikkatini etiketlerin karıştığı âna odakladı. Gözünü bu sefer dört açacaktı.
İlya kendisinden beklenmeyen kıvrak bir hareketle etiketleri karışmaktan kurtarmıştı, fakat gözünü biraz fazlaca açmış olacak ki karşısında gördüğü yeşil gözler bu sefer de kalbinin ait olduğu yerden gitmesine neden olmuştu. Daha önce şortunun karışmasına engel olamayan İlya, bu sefer de aynı şeyi kalbi için yaşıyordu.
Eros’un attığı ok tam isabetle yerini bulmuştu. Fakat atılan tek taraflı ok, aşk yaşamak için yeterli değildi. Aynı okun karşı tarafa da isabet etmesi gerekiyordu.
İlya her şeyi Eros’tan bekleyemezdi. Eğer gerçek aşkı yaşamak istiyorsa bir şeyler yapmalıydı. An itibariyle 1-0’lık durumu berabereye çevirme çabasıyla genç kadına yaklaştı. Kendisine göre sesli, karşı tarafa göre sessiz bir şekilde konuşmaya başladı. Ne olduğunu anlamaya çalışan kadın ile göz göze geldiğinde yaptığının dudaklarını kıpırdatmaktan ibaret olduğunu anladı. Tam o sırada kadının koluna giren ve yanağına bir öpücük konduran iri yarı, mavi gözlü dev adamı fark etti. Neredeyse kendisini rezil bir duruma sokacaktı.
Genç adam neler olduğunu anlamaya çalışırken durumu fark etmişti. Geçen hafta patronunun odasına zam istemek için girdiğinde de benzer bir durum yaşamış ve yaptığı şeyin -heyecandan olsa gerek- dudaklarını hareket ettirmekten öteye geçmediğini anladığında kendini kapının önünde bulmuştu. İlya, kafasını salladı ve ah bu huyum, diye mırıldandı. Daha öncesinde felaketine sebep olan takıntısı bu sefer işe yaramış ve kendisini okkalı bir dayak yemekten kurtarmıştı. En önemlisi de kendi lehine olamasa bile kısa süreli aşk macerası 0-0 skorla berabere bitmişti.
Not: yazı çizi atölyesi öykülerinden.