Son durak yolcusu | Ayşe Özkın Gökçeer
Yazan Kategori atölyedenIssızda son gecem. Yarın prangalarımı çıkarıp denize atacağım.
Herkesten nefret ediyorum. Benim ve dünyanın tüm prangalarını geride bıraktıklarıma takıp öyle gideceğim.
Sığındığım bu liman, birlikte yaşadığım tüm bu hayvanlar, meyve dolu ağaçlar… Özgürleşeyim derken bana yeni kelepçeler taktılar.
Geride bırakacağım hiçbir şeyi umursamıyorum. Gözleri yaşlı, boyunları bükük yaşamaya çalışsınlar. Benim için değerli olan tek varlık Dost. Oturduğumda çenesi dizimden, uzandığımda başı göğsümden hiç kalkmayan Dost. Onu sınırsızca önemsiyorum çünkü beni kimse onun kadar çok sevmedi.
Sırlarım var. Büyük günahlarım. Ben bu dünyada hiç tutunamadım.
Başarılarım var. Bazı ödüller almışım. Hiçbiri gerçek değil. Hepsini bu hayatta tutunabilmek için kazanmıştım. Bunlardan en anlı şanlısını, nasıl olsa oğluma verirler diye bırakacağım. Yalan dünyanın sahte bir nişanı olarak. Gurur duyarmış gibi yapsın diye.
Dağlarda geçirdiğim kanlı yılları lanetle anıyorum. Hayır, bu bir onur davası değil, salt ekmek kavgasıydı. Heba olup giden o yıllardan tek bir anı bırakmıştım. Bu bordo bere. Az sonra onu da diğer sahte mükâfatların arasına katıp, kışın ısınmak için yüzlerce kez yaktığım bu şöminede küle çevireceğim.
Kadınlar beni hiç anlamadılar. Hepsinin hıncını, son umudumu da yok eden o mazlum görünümlü şeytandan çıkaracağım. Ona önce Dost’u, sonra kendimi yok edişimi izlettireceğim. Denizin tam ortasında olacağız o sırada ve kaçacak hiçbir yer bulamayacak bu defa.
Dost’u yanımda götürüyorum ya, içim ferah. Hayatta kalma savaşında fazlasıyla hırpalanmış ve her hücresi öfkeye dönüşmüş biri o da. Tıpkı benim gibi. Bensiz kaldığında, ona elini uzatacak herkesi parçalayacaktır. Hep söylerim, can yoldaşlığı asla rastlantı değildir.
Dediğim gibi, bazıları ne yapsalar tutunamazlar. Becerebildikleri yalnızca iki şey vardır: Prangayı takmak ve prangadan kurtulmak.
Şimdi rahat ve huzurlu bir uyku çekeceğim. Son hamlemle, tanışlarımın ufak dünyalarında yaratacağım o sarsıntı anını gerçekleştirmeyi iple çekiyorum. Hiçbir şey umurumda değil, son durağa bir an önce varmak dışında.
Not: yazı çizi atölyesi öykülerinden.