Eyl 07

Sonunda bu da gerçek oldu. Sevdiğim yazarlardan biri kitabını bana ithaf etti. Celil Oker, Yenik ve Yalnız’ın ilk sayfasına yazmış: Sevgili okuruma… Beni gerçekten seven ve okuyana demek istiyor. Teşekkürler C.O. Ben uydurmadım, kitabın Sonsöz’üne geldiğimde gördüm C.O. imzasını.

Yenik ve Yalnız, bir Remzi Ünal polisiyesi. C.O., Remzi Ünal’ın son macerasını anlatıyor. Okudukça kendimi Remzi Ünal sanıyorum. Tüm maceralarını, yaşamındaki dönüm noktalarını okuyarak gözlediğim, iyi tanıdığım kahramanım. Bu son (Sakın son olmasın!) macerasında tamamen özdeşleştim onunla. Yaşıyor ve C.O. da onun gölgesi sanki. Her anını yazıyor. Devamı

Eyl 02

Kara İstanbul, benim gibi polisiyeyaşarlar (uyduruverdim, kahramanla özdeşleşen deli manasında) için biçilmiş kaftan. On altı
yazardan, İstanbul’un değişik yerlerinde geçen on altı öykü. Tanıdık yazarlara da rastladım, yeni yazarlar da keşfettim. Kitabı bitirmiş değilim, bitmesin diye dolmuşta birer birer okuyorum öyküleri, hatta bazen yarımşar.

Bu kadar birbirine benzemeyen katili bir arada bulmanız zor. Her öyküde hayrete düşüyorum, ilk kez polisiye okuyan bir çömezim sanki. Devamı

Ağu 26

Dedem Bir Kiraz Ağacı… Kitabın tanıtım bültenini gördüğümde bu isim beni çok etkiledi. Bir sürü şeyi birden düşündüm, hissettim. Kitabın elime gelmesini sabırsızlıkla bekledim. Okurken sakinleştiğimi ve kafamdaki karmaşanın çözülmeye başladığını fark ettim. Bana iyi geldi Tonino, dedesi, kiraz ağacı Felice, kazlar, annesi, anneannesi…

Benim hiç dedem olmadı. İki dedem de ben doğduğumda dünyada değildi. Onlar, benim için bana anlatılan “an”lardan ibaretti. İnsanın gerçek bir dedesi olmasının güzelliğini ve onunla vakit geçirmenin başkalığını Tonino’dan dinledim.

Devamı

yazı çizi