Nis 03

Korkarak girdin kapıdan içeri. Botlarını çıkarman uzun sürdü. Anneannen yardım etti düğüm olmuş bağcıklarını çözmene. Kafanı kaldırınca boy aynasında kendini gördün. Kamburun çıkmıştı. Çirkindin. Ayaklarını sürükleyerek yürüdün mutfağa doğru.

Biliyordun. O, dipteki odadaydı. Kokusunu duyuyordun. Ama gitmen doğru değildi yanına. Seni mutfaktaki tabureye oturttular. Kafanı masaya koydun. Ekmek kırıntılarıyla göz göze geldin bir an.  Çiçekli muşamba örtü soğuktu. İrkildin. Muşambanın soğuğu gözyaşlarını arkalara itti. Düğüm oturdu ince boğazına. Devamı

Mar 18

Hastane koridorları sabahın bu saatinde boş. Bekleme salonuna doğru ilerliyoruz. Bir kat aşağıya indik, işte bekleme salonu. Genç bir kızla elini tutan esmer bir oğlan var. Yaşlı bir amca gazete okuyor. Kucağında bir oğlan çocuğu, uyuyan, kilolu bir kadın. Çocuk 5-6 yaşlarında var, kadın mutsuz görünüyor. Amca ifadesiz. Genç kız ve oğlansa birbirlerini öpüyor, konuşuyorlar. Televizyon ekranlarında hasta isimleri ve ilgili bölüm adları yazıyor, kardiyoloji, kadın doğum, genel cerrahi. Bu bekleme işinin kötü yanı, nasıl da korkuyorum zaten. Doktorun bize söylediği saatin üzerinden bir saat geçti. Devamı

Mar 14

Sabah gün doğmadan uyandı. Yataktan kalkmaya mecali yoktu. Şu an tatilde olmak isterdi. Bayram namazı için abdest aldı. Babası mutfakta onu bekliyordu. Allah’tan daha çok babasından korkardı. “Allah çocukları sever” derdi annesi, babası sever miydi sevmez miydi bilinmez. Hiç öpmezdi Ömer’i. Sena’yı da öptüğünü hiç görmemişti. Babasıyla annesinin elini öptü, bayramlaşıp çıktılar. Ahmet Bey önde Ömer arkada, üst sokaktaki camiye doğru yürüdüler. Bakkal Mehmet amca temizlik yapıyordu. Ömer’e göz kırptı, dönüşte uğramadan geçme, der gibiydi. Çok güzel toplar gelmişti dükkânın önüne renk renk. Karpuz diye kesip yiyesi geliyordu insanın. Devamı

yazı çizi