Nis 03

Korkarak girdin kapıdan içeri. Botlarını çıkarman uzun sürdü. Anneannen yardım etti düğüm olmuş bağcıklarını çözmene. Kafanı kaldırınca boy aynasında kendini gördün. Kamburun çıkmıştı. Çirkindin. Ayaklarını sürükleyerek yürüdün mutfağa doğru.

Biliyordun. O, dipteki odadaydı. Kokusunu duyuyordun. Ama gitmen doğru değildi yanına. Seni mutfaktaki tabureye oturttular. Kafanı masaya koydun. Ekmek kırıntılarıyla göz göze geldin bir an.  Çiçekli muşamba örtü soğuktu. İrkildin. Muşambanın soğuğu gözyaşlarını arkalara itti. Düğüm oturdu ince boğazına. Devamı

Nis 02

Bu bahar kahramanım Lucie. Yürekten direnmenin sembolü oldu benim için. Çocuk naifliğimi, hayatın önemini ve önemsizliğini hatırlattı bana. Ölümü kabullenmeyi de…

Lucie, hayat grevinde! “Hayat grevi” duyduğum en güzel direniş. Baharın; direnişi, varoluşu, yeniden doğuşu getirmesi gibi, Lucie’nin hayat grevi de coşkuyla yaşama isteği uyandırıyor. Ne olursa olsun nefes almanın hakkını vererek yaşamak…

Kitabı her elime alışım, başka duyguları harekete geçiriyor. Şu büyüklerin beni yoran hallerini Lucie de çekiyor. Bu baba milleti, neden bu kadar duyguları anlama özürlü acaba? Devamı

Mar 29

İçinde büyük bir heyecan vardı. Sonunda beklediği gün gelmişti. Üç asır beklemek fazla sayılmazdı böyle bir görev için, yedi asırdır bekleyenler vardı. Her asır bin bir derviş görevlendirilirdi dünya için. Her birine ayrı bir görev verilirdi ve o asır boyunca her yıl bir ülkede gezerlerdi.

Göreve başlamadan önce bedenini Şibumka’da bırakmak zorundaydı. Dünyada sadece titreşimler yayan bir iç sesi olarak gezecekti.

“Görevim ne?” diye sordu derviş Aknila, gururla karışık bir heyecan içinde. Devamı

yazı çizi