Bırak açık kalsın | Özgür Yıldırım
Yazan Kategori atölyedenSoyundum. Utanmadım, uzandım ışığı kapatmaya yönelen ellerine. “Kalsın.” dedim. Gözlerime baktın. Gördüm kendimi. Çırılçıplaktım.
Dayatmalar yurdunda yetiştirildik çoğumuz. İsmimiz okunmadan kulaklarımıza, adap, edep, namusla kesildi göbeğimiz. Anatomimiz bile başka sınıflarda anlatıldı. İçimiz kanadı, dinsin diye aldığımız beyaz pamuklar siyah poşetlere tıkıldı. Sakındık, sakınıldık, kadındık.
Hatırlıyorum, ergenliğimi saklamaya çalışmıştım bol tişörtlerde. “Kapat!” demişlerdi çünkü bana. Bacağını kapat, ocağın altını kapat, çeneni kapat! Her kadın isyanıyla doğar. Benimki 20’sinde patlak verdi. Yırtıp attım, dokunulmamışlığı kutsayan zarı.
Tenimde gezinirken ellerin, “Bedenini keşfet” sözünün anlamsızlığını fark ediyorum. Yeni bir şeyedir keşif, zaten senin olana değil. Düzenin oyunu güldürüyor. Önce yabancılaştır, sonra tanıştır. Yüzüme bakıyorsun. “Boynumdan gıdıklanırım biliyorsun.” diyorum. Bir işaret vermişim gibi, nefesinle dolduruyorsun bedenimi. Nefesim kesiliyor. Parmak uçlarında atıyor yüreğim. Karanlık bir ormanı aralayıp denizi buluyorsun. Derine daldıkça sen, vurgun yiyorum. Ağzımdan dökülüyor, yüzündeki damlalar. Çenemi kapatmıyorum bu kez, bacaklarımı da. Anlayacağın, her şey adabına uygun.
Tırnaklarım, ağırlığının sırtına geçmiş, dudaklarımızda bir haykırışla bitiyoruz ikimiz de. Seviyorum seni. Çıplaklığımızı. Kapatların egemenliğindeki açıklığımızı. Uykuya dalarken sen, ışığa uzanıyorum…
Gaye’nin notu: yazı çizi atölyesi ürünlerinden.