Şub 04

Yerinde rahatsız gibi. İncir yaprakları kaşındırıyor, belli. Zaten herkesi kaşındırır. Dur, toparlandı, nihayet anladı sorumu galiba.

“Dediğim gibi Memur Bey, Hanım, Efendi?…” Memnuniyetsiz ifademi değiştirmiyorum. “Memurcuğum…” Gururla gülümsüyor şimdi.

“Sonra üç evladım oldu. Üçünü de en iyi okullarda okuttum, kariyer sahibi ettim, övünmek gibi olmasın ama övüneyim bu kadarcık da değil mi?” Çiğ bir kahkaha patlatıyor. İstifimi bozmuyorum, o da bozmuyor. Hayret doğrusu.

Devamı
Şub 02

“Kaç kere söyleyeceğim, geç geliyorsan sessiz gir içeri!”

“Sen de bilerek salonda yatıyorsun, rahatsız oluyorsan odanda yat.”

“Biraz dikkat etsen ölür müsün?”

“Biraz anlayışlı olsan ölür müsün?”

“Ben mi anlayışsızım?”

“Hoşgörü abidesi olduğun söylenemez.”

Devamı
Oca 30
“Avluda Oturanlar”, İbrahim Çallı

— İki şişle patiği nasıl örüyorduk ya, bi’ gösteriversene?

— N’oldu? Beş şişle örmeyi mi unuttun?

— Hiç unutur muyum? Ama çabuk bitsin diye iki şiş örcem…

— Güzel olmaz ki o! Pazara götürsen ipinin parasına satamazsın.

— Ya satmıcam, kendime örcem, güzel olmasa da olur, göstersen ölür müsün?

Devamı
yazı çizi