Ara 06

Çıkış yoktu.

Hasmım karşıda beni bekliyordu. Elinde kızılcık sopası, ağzında çiğnediği sakızıyla gözlerini kısarak bana baktı. Gel, der gibi bir hareket yaptı eliyle.

Ona yaklaşıp duruyordum. Çünkü tek çıkış hasmımın olduğu taraftaydı.

Yanımda bir kadın belirdi. Sırtı kamburlaşmıştı, eşarbını boynunun altından bağlamış, bir elinde çekiştirdiği pazar arabasıyla bir yerlere gitmeye çalışıyordu.

Bana başka bir çıkış gösterir misiniz, dedim.

Beni duymamış gibiydi. Gözlerini hafifçe kaldırdı. Aranır gibi yaptı. Fakat aradığını bulamamıştı. Tekrar aşağı düşürdü gözlerini.

Devamı
Nis 03

“Gözlerime inanamıyorum. Rüya gibi!” dediğimde arkamdan, sakin ve kalın bir ses “Eh, rüya sayılır” dedi ve sanki uçup gitti. Öyle kalabalık bir yerdeydim ki göremedim sesin sahibini. Boş verdim. Zaten söylediklerinin hiçbir önemi yoktu. Ne insan seliydi ama… Alıp götürdü beni hayallerime.

Devamı
Mar 09

“Bu ağaçları tanıyor musun?” diye sordu yürürken.

O zaman baktım çevreme. Ne çok ağaç vardı. Çiçeğe durmuş hepsi. Koyu pembe mi desem mor mu desem, ikisinin arasında bir renk işte.

“Sana soruyorum, hişşşt, daldın yine…”

Evet dalmıştım. O dikkatimi çekene kadar çevremde rengârenk ağaçlar olduğunu, renklerinin nasıl da büyüleyici olduğunu fark etmemiştim.

Devamı
yazı çizi