Ara 06

Çıkış yoktu.

Hasmım karşıda beni bekliyordu. Elinde kızılcık sopası, ağzında çiğnediği sakızıyla gözlerini kısarak bana baktı. Gel, der gibi bir hareket yaptı eliyle.

Ona yaklaşıp duruyordum. Çünkü tek çıkış hasmımın olduğu taraftaydı.

Yanımda bir kadın belirdi. Sırtı kamburlaşmıştı, eşarbını boynunun altından bağlamış, bir elinde çekiştirdiği pazar arabasıyla bir yerlere gitmeye çalışıyordu.

Bana başka bir çıkış gösterir misiniz, dedim.

Beni duymamış gibiydi. Gözlerini hafifçe kaldırdı. Aranır gibi yaptı. Fakat aradığını bulamamıştı. Tekrar aşağı düşürdü gözlerini.

Devamı
Nis 03

“Gözlerime inanamıyorum. Rüya gibi!” dediğimde arkamdan, sakin ve kalın bir ses “Eh, rüya sayılır” dedi ve sanki uçup gitti. Öyle kalabalık bir yerdeydim ki göremedim sesin sahibini. Boş verdim. Zaten söylediklerinin hiçbir önemi yoktu. Ne insan seliydi ama… Alıp götürdü beni hayallerime.

Devamı
Mar 25

Tanımadığım sokaklarda dolaşırken, çok sevdiğim Fransız fonetiği kulaklarıma çalınıyordu. Ne dediklerini fazla anlamasam da hep romantik şeyler söylüyorlarmış gibi gelir bana. Bu Fransızcaya çektiğim bir kıyak sanırım. O güzel croissant’ları, caddeye bakan kafeleri ve var olmanın dayanılmaz hafifliğini hissettiren chanson’ları. O piknik yapmaya doyamayacağın güzelim parkları da unutmamak lazım.

Devamı
yazı çizi