Oca 19

“İçimin sesi tik taklara bölünür bazen, bir tik hüzün, bir tak sevinç. Bir tik korku, bir tak umut. Görmezden gelinen saatlerde hayat akıp giderken, bu tik taklar içimi sessizce bir kum saati gibi doldurur. Hiç durmadan bir aşağı bir yukarı akan… Kumlar aşağıya süzülürken içimin bir yanını ferahlık kaplar, diğer tarafa süzülürken yine dolarım.  O kum saatine bakar ağlarım…  Bilirim hayatın büyüsünü, dokunduğunda meyve açacağını. Lakin ben de böyleyim işte… Bir kum saati… Tik, tak…”

Devamı
May 20

“Bir kelimeye

Bin anlam yüklediğim zaman

Sana sesleneceğim.”

Özdemir Asaf

Dükkânımın içinde çok ses var aslında, gün içinde kapıdan içeri girenlerden hep aynı yorumu almışımdır: ‘’Bütün gün nasıl duruyorsunuz bu tik tak sesleri içinde, sıkılmıyor musunuz hep aynı sesten’’. Hangi insan sever ki saatten çıkan tek tip sesi? Dükkânıma gelen insanların ellerini sıktıktan sonra boş bir kâğıt uzatırım, önce bir anlam veremezler o boş kâğıtla ne yapacaklarına. Bu eski, toz kokan, her tarafı çeşitli saatlerle dolu dükkândan akıllarında bambaşka hikâyelerle çıkarlar. Nihayetinde onları kapıdan uğurlarken beyaz kâğıda yazılmış binlerce hikâye kalır. Devamı

Kas 26

Neşe

Yazan Editör Kategori her şey

Havalar soğudukça neşeleniyorum. Tamamen delirdim mi acaba? Böyle delilik daim olsun.

Hep sıkılmak, hep daralmak, hep olumsuzluğun içinde boğulmak pompalanıyor. Biraz da neşe pompalasak, bu karanlığı dağıtamasak da iyi hissedip sevinebiliriz.

Derin nefes alıp gökyüzünü görmenin hazzını yaşamak, bir an…

Neşeyi çağırın, hemen geliyor.

yazı çizi