May 30

Özgür Olsam… / Zeynep Kılıç

Yazan Editör Kategori atölyeden

Yıllardan beri aynı köşede, aynı pencere kenarındaydım. İçimdeki sıkıntıyı bir türlü tarif edemiyordum. Evin güleç yüzlü teyzesi Ayşe hanım, yıllardır benimle çok güzel ilgileniyor, yalnızlığını benimle gideriyordu. Her gün sevgi sözleri mırıldanıyor, yapraklarımı narince okşuyor,sulamayı ise hiç ihmal etmiyordu. Ankara’daki oğluna yaptığı nadir seyahatlerinde beni karşı komşusu Fatma teyzeye bırakır, ona sıkı tembihlerde bulunurdu.

Fatma hanımlardayken çok özlerdim Ayşe teyzeyi, kimse onun kadar ilgi gösteremez bana, diye düşünürdüm. Buna rağmen kaçmak, kurtulmak istiyordum bu evden. Tek başıma, eskimiş, hafif rutubet kokan bu evde durmaya katlanamıyordum artık.

Yol kenarındaki çiçekler daha özgür geliyordu bana, onlar gibi olmak istiyordum, keşke şu saksıyı atabilsem de özgürlüğüme kavuşabilsem, diyordum. Güneş ışınlarını doyasıya hissedebilsem, yağmurda sırılsıklam olsam, mis gibi havanın kokusunu içime çeksem diyordum. Yalnızdım. Ayşe teyze de olmasa kimsenin benimle konuştuğu yoktu, ama dışarıdakilerin öylemiydi ya, bütün gün konuşuyor, eğleniyor, gülüyor olmalıydılar. Belki benimle dalga geçiyorlar ya da halime acıyıp üzülüyorlardı.

Bu düşünceler eşliğinde karamsar karamsar durup dışarıya baktığım günlerden birinde ise ne göreyim. El ele gelen bir çiftin erkek olanı rengârenk, güzelim çiçekleri tek tek koparmaya başladı. Bir demet topladıktan sonra da sevgilisine verdi ve mutlu mutlu yollarına devam ettiler. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Arkadaşlarımın hayatlarına son verilmişti iki dakika içinde. O an, belki de bu evde olmak daha iyi, dedim içimden, dışarıda olsam benim de kaderim diğerleri gibi olacaktı, her şeye rağmen ah, diyordum, keşke özgür olabilsem…

Gaye’nin notu: yazı çizi atölyesi ürünlerinden olan bu öykü, Aslı Levent Janat’ın çektiği yukarıdaki fotoğraftan esinlenilerek yazıldı.

Yorumlar akışı .

Yorumlar

yazı çizi  
Facebook Twitter More...