ErtG4tRlazazMr987V1830i

Popular Posts

“Kim Bu Konuşan?” yeniden

“Kim Bu Konuşan?” yeniden

İlk kitabım “Kim Bu Konuşan?” yeni kapağıyla Bilgi Yayınevi tarafından yayımlandı. Tanıtım bülteninden: Okuduğunuz kitaptaki kahramanlarla konuşursanız ne olur? Zeynep, çocuk kitapları yazan dayısının kitap kahramanlarıyla konuştuğunda onların yazılanlardan çok farklı yönlerini keşfedecektir. Peki, bunu sevgili dayısına anlatmanın bir yolu var mıdır ki? Yazarların bakış açılarını sorgulamaya dönük oyunlu kurgusuyla denizlerin, dinozorların, ejderjhaların dünyasında şaşırtıcı … Devamı

Popular Posts

Öykü Kahramanları Ülkesi’nde

Öykü Kahramanları Ülkesi’nde

İkinci kitabım “Öykü Kahramanları Ülkesi’nde” yayımlandı. Epeydir bekliyordum, elime alınca heyecanla doldum. Yeğenimle birlikte neşeyle okuduk. En önemlisi onun sevmesi! Gergedan Yayınlarının şahane ekibi sağ olsun. Editörüm Şehnaz Helvacılar, yayınevi kurucusu Şehnur Helvacılar, tasarım desteği veren Mediacholic var olun. Çizerim Özlem Arslanoğlu Sağol, hayalimin ötesine geçti rengârenk resimleriyle. Sağ olsun. Beni güçlendiren, hayal gücümün sınırlarını … Devamı

Tem 24

Nesini söyleyim canım efendim / Gayrı düzen tutmaz telimiz bizim” demiş Şarkışlalı Âşık Serdari, ta 19. yüzyılda. Hangi birini söyleyeyim? Hangi söz yeter bu hale, bu gidişe? Gayrı düzen tutmaz telimiz bizim.

“Sussan olmuyor, susmasan olmaz / Dil dursa hakim bey, tende can durmaz / Yazsan olmuyor, yazmasan olmaz…” der günümüz ozanı Sezen. Mehmet Erdem de güzel yorumlar.

“Fikrim firarda mapusa sığmaz…”

Tem 22

Bu şarkıyla uyandım: “Biz Heybeli’de her gece mehtaba çıkardık…” Sandalımı neşeyle doldurup zevke dalmaya karar verdim bir kez daha.

“Önümüzdeki maçlara bakacağız.” Pek sevdiğim bir laf. Yaşadığımız acılara, sevinçlere, o anlara tutunup koala gibi sarılmanın anlamı yok. Mehtaba çıktığımız geceleri hatırlayalım, ama orada kalmayalım, yeniden çıkalım mehtaba. Devamı

Tem 19

Sessizlik…

Yazan Editör Kategori her şey

Sessizliğin içinde taşıdığı binlerce kelime… Hepsi üstüme geliyor, seçemiyorum… Belki de üç beş tanesi gerçek, bilmiyorum.

Boşluğun taşıdığı binlerce ihtimal. Aklım boşluğa kayıyor…

Mümkün değil mi, bana üç beş söz savurmak? Neden sessizlik? Neden?

yazı çizi