Şub 18

Sadece sen ve ben kalalım ne çıkar.

İşimiz gücümüz olmasın, günlük telaşlar yok. Tanıdık insanlar uzak.

Birlikte uyuyup uyanmanın verdiği mutluluk yetmez mi insana?

Kurulan o büyük hayaller yok, zaten gerçekleşmiş ya en büyüğü, kalmışız baş başa bu koca şehirde, daha ne olsun.

Cemal Süreya okuduğun günler olsun, “Kapı aralığında öptüm / Soluğundan öptüm seni”. Devamı

Şub 15

Küçücük minicik Zeyno’suydu onun.

Daha 18’indeydi.

Onlarınki eski, çok eski hikâyeydi.

Top oynayarak büyümüşler,

Bisiklete binerek âşık olmuşlardı.

Herkes bunu bilirdi.

Ali’yle Zeynep’ti onlar.

Zeynep’le Ali… Devamı

Şub 14

Sabahın ilk ışıkları gökyüzüne yeni umutlar dağıtana kadar içti. Müdavimi olduğu meyhaneden yalpalayarak çıktı. Meyhaneci Agop geçmiş yılların hatırına onu beklemiş, dinlemişti. Sessiz çığlıklarından yine hiçbir şey anlamamıştı. Arkasından bağırdı. “Remzi kardeş, bir taksi tut, bu hâlinle tomofil kullanmayasin, bak doğri olmasss.” Elini güçlükle onaylar gibi salladı, köşeyi döndü; düştü. Başı sonsuz bir vida… Birden midesi bulandı, doğruldu; kustu. Kusmuk kokusu genzini yakmış, söyleniyordu annesi… “Geberesice, seni doğuracağıma taş doğursaymışım. 13 yıllık kocam bana bu eziyeti çektirmedi. Şu hâle bak, her yer kusmuk içinde…” Kocası babalıktı. Devamı

yazı çizi