Ağu 15

Sabah işe gidiyorum, henüz burada değilim. Gecenin rüyalı karanlığında yüzüyorum. Birileri hep yürüyor, koşuyor. Hüzünlü, şaşkın, bezgin ya da enerjik. Birinin peşine takılıp başının üstündeki balonu takip edebilsem. Yanındakiyle konuşurken, dinliyormuş gibi yaparken sorguladıklarını görebilsem. Kendi filmimi çeksem, her karede başka bir görüntünün peşine takılabilsem. Başka bir hayatın izini sürebilsem.

Bazen de kendimin peşinden giderim, yüklediğim anlamlara yeni anlamlar yüklerim. İnsanlara hikâyeler yazarım anlık, kendime hikâyeler yazarım. Devamı

Ağu 12

Şu zamanla paralel gitme meselesini çözen var mı? Ben daha çözemedim. Bazen yakalıyorum aynı anda ilerlemeyi, ama bazen. Sistem dizimimde de çıktı. Zaman deli gibi koşuyor. Bense ondan hızlı koşmaya çalışıyorum. (Dizimde “zaman”ı canlandıran arkadaşıma bin selam!)

Ne komik, değil mi? Bize dayatılan bu zamanla yarışmayı nasıl da benimsiyoruz. Her şey, hemen şimdi olsun. Tabii… Oysa şu doğal akışa bir bırakabilsek kendimizi… Bazen bırakabiliyorum, suyla bir olmak, onunla akmak, “damlalarda yüzmek gibisi yok”. (Şebnem Ferah’a da bin selam!) Devamı

Ağu 10

Remzi Ünal

Yazan Editör Kategori okuryatar

“Ah! Ne kadar bedbahtım, bilemezsiniz…” Hülya Koçyiğit edasıyla elim alnımda, perişanım. Remzi Ünal, neredeyse bir yıldır twitter’da ve benim haberim yok! Kınayın beni, kınayın, herkes kınasın! Ben kendimi duvardan duvara vurdum zaten.

Acımı çektikten sonra teselli aramaya başladım, her insan evladı gibi. Geç de olsa keşfettim, hem böylece toptan okuyabiliyorum. Gün gün beklemiyorum… Mevzuya gel, diyorsun, merak ettin tabii. Devamı

yazı çizi