Bu ilginç isimli kitap, farklı bir mizah anlayışının ürünü. Evet, komik ama klasik komiklerden değil. Kara mizah gibi de değil. Absürd komedi de sayılmaz. Tanımlamasak daha iyi…

Profesör Igelfeld, başkahramanımız. Adı çok uzun, bu sadece soyadı. O ve iki profesör arkadaşının garip maceraları var kitapta. Yaşam acemisi olan bu akademisyenler, filoloji alanında uzmanlaşmış, ama yaşamaya gelince durumları vahim. Saflıkları, bilmezlikleriyle şaşırtıyorlar okuru. Devamı

Yazarlar nasıl yazıyor? Bu soruya yanıt olabilecek cümleleri, anasayfanın sol altında yayınlıyorum sürekli. Faydalı öneriler hepsi de. Başka yazarlardan önerileri de Notos toplamış, Edebiyat Haber’de görünce keyifle okudum.

Okurken çok eğlendim, özellikle de Margaret Atwood’un bu önerisinde: “Kitabınızı, okuyup fikirlerini söylemeleri için bir ya da iki arkadaşınıza verin. Asla, duygusal ilişki yaşadığınız kişiye vermeyin, tabii ayrılmayı planlamıyorsanız.”

Buyurun: http://www.edebiyathaber.net/yazarken-nelere-dikkat-etmeli/

Hep söylüyorum, büyüdüm demeyin, çocuk kitaplarını ihmal etmeyin. Çocuk olduğunuzu unutmayın. Fazla da büyümeyin, aman!

Hayal gücünüzü canlı tutarsınız, neşelenirsiniz. Hele canınız sıkkınsa en güzel terapidir, bir çocuk kitabına gömülmek.

Bunları bana Dolapçılar hatırlattı. O kadar güzel yazmışlar ki! “Yetişkinler Neden Çocuk Kitabı Okumalı?” adlı yazılarını mutlaka okuyun, benden daha ikna edici oldukları kesin.

Kitapsız, neşesiz kalmayın.