Tem 04

Etgar Keret’i, Tanrı Olmak İsteyen Otobüs Şoförü adlı kitabıyla keşfetmiştim. Sevdiğim bir yazar sosyal medyada önermişti kitabı, Emrah Serbes (Behzat Ç.’nin yaratıcısı). O sevdiyse ben de severim, diyerek koşup almış, öykülerin hepsini şaşkınlık ve beğeniyle okumuştum. Öykülerde daha önce pek rastlamadığım bir etki vardı: Fantastik mizah. İkisi bir araya gelince çarpıcı oluyor.

Geçenlerde baktım, yeni kitabı çıkmış: Kapı Birden Vuruldu. Meğer arada başka kitapları da çıkmış da ben görmemişim. Bazen kaçırıyor insan böyle. Hemen listeme ekledim. İyi bir yazar keşfedince bırakmamak lazım. Bu kitabındaki öyküler de beni kavradı. Her öykü, birbirinden ilginç cümlelerle başlıyor, aynı heyecanla sürüyor ve çarpıcı bir finalle bitiyor. Tüm öykülerde bunu başarmak kolay değil. Devamı

Haz 25

Toprağı özenle saksılara döktü. Karıştırdı, üzerini düzledi, oyuklar açtı. Domates fidelerini her bir oyuğun içine tek tek yerleştirdi. Toprağı sıkıştırdı. Kendisinde ne varsa parmak uçlarından toprağa akıyordu. Mutsuzluğu, yalnızlığı, her şeye geç kalmışlığı, yaşamamışlığı… Endişeleniyordu. “Gübresi mutsuzluk olan domates fideleri nasıl büyür?” diyordu. Büyüsün istiyordu. Domatesler çubuklara tutunup büyüdükçe içinde yer etmiş karalar seyrelecekti. Onu alıp içecek, canlanacak, yaşama karışacaktı. Onlara can suyunu verirken susadığını fark etti. Hiç tanımadığı, bilmediği bir yaşama susuzluk… Bir bardak soğuk su içti. Devamı

May 30

Yıllardan beri aynı köşede, aynı pencere kenarındaydım. İçimdeki sıkıntıyı bir türlü tarif edemiyordum. Evin güleç yüzlü teyzesi Ayşe hanım, yıllardır benimle çok güzel ilgileniyor, yalnızlığını benimle gideriyordu. Her gün sevgi sözleri mırıldanıyor, yapraklarımı narince okşuyor,sulamayı ise hiç ihmal etmiyordu. Ankara’daki oğluna yaptığı nadir seyahatlerinde beni karşı komşusu Fatma teyzeye bırakır, ona sıkı tembihlerde bulunurdu. Devamı

yazı çizi