Eyl 11

Bu ara hızla okuyorum. Okuduğum kitapları bir toparlayayım dedim, her yerden çıktılar. Kitaplığın değişik raflarından, sehpalardan, masalardan, köşelerden… Hepsini de keyifle okudum.

Sebahattin Ali, benim için bambaşka. O kadar açık sözlü olmasına rağmen naif… Tanıyıp kaybettiğim bir dostum gibi hissederim onu. İçimizdeki Şeytan, “içimizle” yüzleşmemizi sağlıyor. Hodbinliğin (bencilliğin) ne olduğunu, nasıl işlediğini görüyoruz. Onun güzel kalemiyle bakın içinize, yüzleşmek kaçmaktan daha rahatlatıcı, inanın…

Lizbon’a Gece Treni beni alıp götürdü. Nerelere derseniz okuryatar‘da yazdım. Devamı

Eyl 03

Eylül

Yazan Editör Kategori her şey

Eylül hep hüznü mü çağrıştıracak? Oysa yepyeni bir başlangıç… Yaz rehavetinin yerini sarı sıcak bir rüzgâr alıyor. Yeni işler, yeni sevdalar…

Tarzan gibi gezip boğazını şişirme zamanı. Şort üstü hırkaya alışma… Hırkayla birlikte kabullenme değişimi, geride bırakma…

Yine de sızıyor hüzün çatlaklardan…

 

Ağu 27

Ah Gregorius ah! Sen de gittin. Hem benimlesin hem yok… Bitmeseydi bu kitap!

Aniden çıkıp gittiğinde yüreğimi çaldın, “İşte cesaret!” dedim. Birlikte kitapçıya gittik, yola çıktık, şiir gibi sözleriyle bizi çeken Prado’nun izinde. “Sözlerin kuyumcusu”…

İçimizde olanın ancak küçük bir kısmını yaşayabiliyorsak gerisine ne oluyor?

Prado… Sözleriyle büyüledi bizi, neler yaşamıştı ki bunları yazmıştı? Prado’yu anlamak mıydı amacımız, yoksa kendi dehlizlerimize inmek mi onun mum ışığında? Devamı

yazı çizi