Eyl 29

Aldın eline kalemi ya da geçtin klavyenin başına. Başladın yazmaya. Yaz yaz bitmiyor. Mevzu derin, önemli, anlatacakların sonsuz…

Uzun uzun anlattın. Daha da bitmedi ya, neyse… Sundun okura. Peki, okuyabilecek mi? Yoksa görür görmez korkup kaçacak mı başka bir sayfaya? Gitti mi boşa o kadar emek!

Merak etme, bana da oluyor. Hayko’yu,  konseri mesela, o kadar uzun anlatmak isterdim ki… Bütün şarkı sözlerini döşemek sayfalara…

“İyi de ne yapalım yani?” Haklısın, birkaç önerim var: Devamı

Eyl 22

Zeki Müren’in bu nihavent bestesi ilhamım olmuştur çoğu zaman. İlk adının da payı var: “Beklenen Şarkı”. Şimdi onu dinleyerek yazıyorum. “Ruhuma” iyi geliyor.

Yok, bu bir “aşk” yazısı değil.  Düşüncelerim bambaşka… Sözcükler, onlara verdiğimiz anlamlar… Doğrusunu ararken kayboluşumuz.

O kadar çok sözcük var ki yeni bir anlam yükleyip benimsediğimiz. “Umarsız” mesela. “Umursamaz” demek olduğuna bahse girebilir pek çok kişi. Oysa umar “çare”dir, umarsız “çaresiz”. Devamı

Ağu 24

Neredesin Firuze filmini izlemiş miydiniz? İzleyin, izleyin, izlediyseniz de bir daha izleyin. Genç yeteneklerin Firuze’yi araması gibi ben de İlhami’yi arıyorum bazen. Sonra birden fark ediyorum ki İlhami (İlhame de olur) yok aslında, ben yaratıyorum onu kafamda. Gelmiş, buyurmuş sayıyorum o zaman. Az önce de böyle oldu. “Ah, ah, ah! Yazmam lazım, ne yazsam, İlhami de yok ortalarda!” derken eğitimlerde katılımcılara söylediğim cümle geldi aklıma: “İlham gelmesini beklemeyin.” Vurdum kendimi tuşlara! Devamı

yazı çizi